Alargada sekiz aylık bir hamile

Alargada sekiz aylık bir hamile

Cahil Cesareti alargada sekiz aylık bir hamile ağırlıyor.Hamileliğim sekizinci ayını doldurdu. Buenos Airesli yelkencilerin ilgi odağı olan ben, göbeğimle beraber oldukça rahat bir hamilelik geçiriyor olmanın motivasyonuyla son ayımıza girdik. Halen tekneye rahat tırmanıyorum, bir de yatıp-kalmak bu kadar zorlaşmasa…

Yazı: Maral Ceranoğlu Fotoğraflar: Uğur Yavaş – Maral Ceranoğlu
Geçen ay, kürek çekerken hamile olduğum belli olmuyordu. Şimdiyse diğer tekneciler baktıklarında önce emin olamıyorlar. Ardından biraz daha bakmaya devam edip, hamile olduğumu anlayıp, yüzlerinde bir gülümsemeyle, dingimle varacağım noktaya kadar beni gözleriyle takip ediyorlar. Karaya vardığımda ise ya çantalarımı almaya geliyorlar ya da halatın ucunu tutmaya. Bazıları da nasıl çıkacağımı merak ettiklerinden daha heyecanlı bir şekilde seyretmeye devam ediyor.

Bana sorarsanız öyle sekizinci ayda başlanacak şey değil kürek çekmek, inmek, binmek. Ama yapmaya alıştığınız ne varsa, yapmaya devam ettiğiniz sürece rahatsızlık vermiyor. En azından şimdiye kadar bende böyle, belki önümüzdeki ay aksini de yazıyor olabilirim.

Geçen ay tekneye yeni varmıştık Türkiye’den. İlk rüzgâra karşı kürek çekişimi halen hatırlıyorum. Zorlamamam gereken bir şeyleri zorlamışım gibi hissetmiştim. Yani bebeğe bir zararı olacağından değil de belki bana zararı dokunabileceğinden…

O gün oldukça dalgalı ve rüzgârlı bir gündü. Normalde marinanın tonozdaki teknelere 3 TL karşılığında servis hizmeti var. Ben de aslında önce servisle gitmeyi düşündüm, dingiyi benden sonra gelecek Uğur’a bırakacaktım. Servis görevlisine gittim, göbeğimi de gere gere beni bırakmasını istedim. Servis görevlisi istifini bozmadan, sahil güvenliğin hava şartları nedeniyle teknelere yapılan servis hizmetini durdurduğunu söyledi. Ben de ister istemez sinirlendim. Kocaman fiber kayık, arkasında bilmem kaç beygirlik motor var, ben altı buçuk aylık hamile, şişme tabanlı botla kürek çekeceğim neticede. Adam ellerini çaresizce açtı, zavallının eli kolu bağlı sanki… Uğur’un da beni bırakma teklifini, muhtaç kalma durumunu kendime yediremediğim için kabul etmedim.

Yazının devamı Şubat 2017 sayımızda..

Dergimize Abonelik Merkezi web sitesinden hızlı ve kolayca abone olabilirsiniz.