Midilli Yemek Festivali

Midilli Yemek Festivali

Bir yemek tadımında tanıştığımız, Türkiye aşığı gazeteci Stratos Balaskas “Siz de biz de tatları unuttuk” dediğinde ne demek istediğini anlamakta hiç zorlanmıyoruz. Ne de olsa biz de Midilli’ye kadar, yeni ama bir o kadar da tanıdık tatların izini sürmeye gelmiş bulunuyoruz. Alıştığımızdan farklı ama bir o kadar da hafımıza yerleşmiş tanıdık tatların…

Yazı ve Fotoğraflar: Volkan Akdamar
Lesvos Food Festival kapsamında Mytilini, Petra ve Molyvos’ta birkaç gün geçirmek için Setur Marinaları’nın davetlisi olarak geldiğimiz ada, daha ilk anlardan itibaren uzak ama tanıdık bir akrabanın ziyaretine gelmiş hissi yaratıyor üzerimizde. En son yıllar önce gördüğümüz ama adı her geçtiğinde yüzümüzü gülümsetip, içimizi ısıtan tatlı ama çılgın geçmişimizden gelen bir teyzemiz gibi Midilli…

Akademisyen dostum Alper Kırklar’la beraber Ayvalık’tan feribota bindiğimizde, Midilli Setur Marina yöneticisi Kostas’ın bizi karşılayacağı bilgisini alıyoruz. Boğaz hatlarında çalışan teknelerin birebir aynısı bir teknenin üst güvertesinde güneşlenerek, iyot kokusu eşliğinde yaklaşık 1.5 saatlik bir yolculukla ulaşıyoruz Mytilini’ye. Pasaport kuyruğunda beklerken çalan telefon Kostas’tan geliyor. Sıcacık bir ses tonuyla bizi dört gözle beklediğini söylüyor. Vakit kaybetmeden biz de marinanın kapısında bitiveriyoruz.

Ayvalık’a sadece 17 deniz mili uzaklıktaki bu butik marinanın kendine has bir tadı olduğu hemen belli oluyor. Kompakt bir planla aradığınız her şeyi bulabildiğiniz, bulamadığınız her şeyin ise marinanın kapısından çıkar çıkmaz sizi karşıladığı sevimli ve denizci dostu bir işletme karşılıyor bizi. Kostas, “biz burada bütün müşterilerimizle arkadaş olduk artık” dediğinde içtenliğine inanmakta hiç zorluk çekmiyoruz. Laf lafı açıp giderken Kostas’ın teklifiyle, marina içinde birkaç sene önce açılmış olan yat kulübüne gidiyoruz. Yat kulübünün modern Yunan mutfağından hazırlanmış menüsü ve ambiyansı 2018 yılında Estiatoria.gr tarafından Altın Ödül’e layık görülmüş. “Hayatımdaki en güzel çilekli milkshake’i içtiğim yer” olarak kayıtlara geçirerek kendimizi Plomari’ye kısa bir yolculuk için arabaya atıyoruz.

Panagiota Maistrelli ve arkadaslari ile muzik keyfi
Panagiota Maistrelli ve arkadaslari ile muzik keyfi

Midilli’nin en popüler kasabalarından biri olan Plomari’nin en önemli özelliği uzonun anavatanı olması. Sahilde rastgele seçtiğimiz bir mekânda kuzu pirzolası ve sosis sipariş ediyoruz. Sosis içindeki taze otlar patatesle çok yakışmış olsa da, pirzolaların kuzu değil koyun olduğu fikrinde herkes hemfikir oluyor. Hemen yanımızda ipe asılı kurumakta olan ahtapotu ise şimdilik bir kenara bırakalım. Dönüşte yol üstünde favori markalarımızdan biri olan Barbayanni fabrikasında bir mola versek de, saatin ilerlemiş olduğunu fark etmediğimiz için kapandığı bir saate denk geliyoruz. Ancak üst katta müze haline getirilen cam oda içindeki dev bakır imbiklerdeki “Constantinapole” ismi hemen dikkatimiz çekiyor.

Midilli Yemek Festivali yazısının devamını Ağustos 2018 sayımızda okuyabilirsiniz.

Dergimize Abonelik Merkezi web sitesinden hızlı ve kolayca abone olabilirsiniz.