Güneş yanığı, UV ışınlarının cilde zarar vermesiyle ortaya çıkar ve özellikle açık tenliler olmak üzere teknede olan herkes için yüksek risk taşır. Bu yazıda, güneş yanığının nedenlerini, cilt kanseriyle ilişkisini ve etkili korunma yollarını bulacaksınız.
Güneş yanığı neden olur?
Güneş yanığı, vücudun güneşten gelen aşırı ultraviyole (UV) ışınlara verdiği tepkidir. Bazı insanlar, cilt tiplerindeki farklılıklar nedeniyle güneş yanığına diğerlerinden daha yatkındır. Bu durum büyük ölçüde, cildin ne kadar melanin ürettiğini belirleyen genetik yapıyla ilgilidir.
Melanin, vücudun güneş yanığına karşı doğal savunma mekanizmasıdır ve cildi koyulaştırarak koruma sağlar. Bu nedenle açık tenli kişiler (ve çocuklar) koyu tenlilere göre daha hızlı yanar. Aynı şekilde, bazı insanların diğerlerine kıyasla daha kolay bronzlaşmasının nedeni de budur.
Tekne sahipleri daha mı hassas?
Evet, bunun başlıca iki nedeni bulunuyor. İlki, denizdeyken çoğunlukla açık alanda zaman geçirmeniz nedeniyle güneşin UV ışınlarına daha yoğun şekilde maruz kalmanız. Diğeri ise suyun bu ışınları yansıtma özelliği sayesinde, teknede karaya kıyasla neredeyse iki kat daha fazla UV etkisine açık olmanız.
Güneş yanığı tehlikeli midir?
Kısa vadede genellikle hayır. Tıbbi olarak birinci derece yanık olarak tanımlanan hafif güneş yanığı, yalnızca cildin en dış tabakasını (epidermis) etkiler ve genellikle birkaç gün içinde iyileşir. En iyi tedavi yöntemi cildi serinletmek (denize kısa bir dalış işe yarayabilir), cilt hâlâ ıslakken nemlendirmek ve gerekiyorsa antienflamatuar ilaç kullanmak ya da yüzde bir oranında hafif bir hidrokortizon krem sürmektir.
Daha şiddetli güneş yanıkları ise özenle ele alınmalıdır çünkü cildin orta tabakasını (dermis) da etkiler ve kabarcıklara neden olabilir. Bu tür yaraların iyileşmesi haftalar sürebilir. Üçüncü derece güneş yanığı ise son derece nadirdir; cildin altındaki yağ dokusuna kadar ilerler ve sinir uçlarına zarar verebilir.
Asıl tehlike ise uzun vadede ortaya çıkar: Hafif güneş yanıkları bile cilt kanseri riskini önemli ölçüde artırır. Çocuklukta tek bir kabarcıklı güneş yanığı veya beş hafif güneş yanığı, yaşamınızın ilerleyen dönemlerinde potansiyel bir melanom geliştirme riskinizi iki katından fazla artırır.

Cilt kanseri artışta mı?
Dünya Sağlık Örgütü Globocan (Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı) verilerine göre, Türkiye’de 2020 yılında cilt kanserine bağlı toplam 1.548 ölüm gerçekleştiği ve bunların önemli bir kısmının melanom kaynaklı olduğu belirtilmekle birlikte kesin sayı verilmiyor.
Fakat Türkiye’de melanom insidansının 100 bin kişide yaklaşık 1-2 vaka civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu oran, Avrupa ülkelerine (örneğin, İskandinav ülkelerinde 100 binde 20-30 vaka) kıyasla oldukça düşük.
Sağlık Bakanlığı’nın 2017 Kanser İstatistikleri’ne göre, cilt kanserlerinin genel olarak erkeklerde 100 binde 6.8, kadınlarda ise 4.2 oranında görüldüğü belirtiliyor. Cilt kanseri artık dünya genelinde en sık görülen kanser türü ve 80 yaş üstü bireylerde en belirgin düzeyde görülüyor.
Melanom ve melanom dışı cilt kanseri nedir?
Melanomlar, cildin pigment üreten hücrelerinde (melanositlerde) gelişir ve yeni bir ben olarak ortaya çıkabilir ya da mevcut bir bende boyut, renk, şekil veya his (ağrı, kaşıntı vb.) açısından belirgin bir değişim şeklinde kendini gösterebilir.
Genellikle güneşe maruz kalan bölgelerde – yüz, eller, kollar, bacaklar ve sırt – görülürler. Melanom dışı türlere göre daha az yaygın olsalar da vücudun diğer bölgelerine yayılma olasılıkları daha yüksek olduğu için hayati risk taşırlar.
Melanom dışı cilt kanserleri ise bazal ya da skuamöz hücreler gibi cildin diğer hücrelerinde gelişir. Genellikle dört haftadan uzun süre iyileşmeyen küçük kırmızı yumrular ya da düz, pullu lekeler şeklinde ortaya çıkarlar. Yayılma ihtimalleri daha düşüktür ve genellikle lezyonun cerrahi olarak alınması gibi basit yöntemlerle tedavi edilebilirler.
Önlenebilir mi?
Kesinlikle. Melanomların yüzde 86’sı, genellikle zaman içinde biriken güneş hasarına bağlı olarak, UV ışınlarına aşırı maruz kalmaktan kaynaklanır (bu da yaşlı bireylerin neden daha yatkın olduğunu açıklıyor).
Teorik olarak, uygun önlemler alındığında bu vakaların tamamı önlenebiliyor, gölgeye çekilmek, koruyucu giysiler giymek veya güneş kremi kullanmak gibi.
Çoğu açık tekne artık katlanabilir bimini gölgeliklerle donatılıyor; daha kalıcı T-top ya da hardtop yapılar da spor teknelerde ve gezi teknelerinde giderek daha yaygın hale geliyor. Ancak, bunlar bile sizi deniz yüzeyinden yansıyan UV ışınlarına karşı koruyamaz, bu nedenle bir tür ek güneş kremi mantıklı bir önlemdir.

Tüm UV ışınları tehlikeli mi?
Teknik olarak üç tür ultraviyole (UV) ışını vardır: UVA, UVB ve UVC. Ancak UVC ışınları dünya atmosferine nüfuz etmediği için sadece UVA ve UVB ile ilgilenmemiz gerekiyor. Yeryüzüne ulaşan UV ışınlarının yüzde 95’i UVA, yalnızca yüzde 5’i UVB’dir.
Ancak ciltte güneş yanığına neden olan esas ışın UVB’dir. UVA ışınları kısa vadede daha az zararlı görünse de uzun vadede ciltte hasar oluşturarak erken yaşlanma belirtilerine (kırışıklık gibi) ve DNA bozulmalarına yol açar. Bu da cilt kanseri riskini artırır.
Üstelik UVA ışınları bulutları ve cam yüzeyleri bile geçebilir. Bu nedenle hem UVA hem de UVB’ye karşı koruma sağlayan geniş spektrumlu bir güneş kremi kullanmak önemlidir.
SPF ne anlama geliyor?
Güneş Koruma Faktörü (SPF), bir güneş koruyucunun (krem veya giysi fark etmeksizin) yalnızca UVB ışınlarına karşı ne kadar etkili olduğunu ölçen bir değerdir. SPF numarası, güneş yanığı oluşmadan önce geçecek süreyi ne kadar uzattığını gösterir.
Örneğin, açık tenli biri normalde 15 dakika içinde yanıyorsa, SPF 10 içeren bir güneş kremi bu süreyi 150 dakikaya, SPF 20 ise 300 dakikaya çıkarabilir. Ancak bu koruma, yalnızca krem doğru miktarda, doğru zamanda uygulanır ve yüzme, terleme, silinme gibi nedenlerle ciltten atılmazsa geçerlidir.
Bugün çoğu sağlık uzmanı, cilt tipi ne olursa olsun en az SPF 30 içeren ürünlerin kullanılmasını tavsiye ediyor.
Fiziksel ve kimyasal güneş kremleri arasındaki fark nedir?
Güneş kremleri fiziksel (mineralli) ve kimyasal güneş kremleri olarak iki ana gruba ayrılır. İsminden de anlaşılacağı üzere, fiziksel güneş kremleri cildin yüzeyinde bir bariyer oluşturur ve güneş ışınlarının cilde ulaşmasını engellemek için UV ışınlarını emerek ve yansıtarak çalışır. En yaygın içerikleri titan dioksit ve çinko dioksit olup, bu kremlere karakteristik beyaz ve tebeşir benzeri bir görünüm kazandırır.
Kimyasal güneş kremleri ise cilt tarafından emilir ve UV ışınlarını kimyasal olarak ısıya dönüştürerek etkisiz hale getirir. Genellikle daha şeffaf ve hafif yapıda, yağ ya da jel formunda oldukları için cilde kolayca nüfuz ederler.

Mineralli mi yoksa kimyasal güneş kremleri mi tercih edilmeli?
Her ikisi de doğru şekilde uyguladığınız takdirde UV ışınlarını engellemede eşit derecede etkilidir, ancak hangisini seçeceğiniz bir dizi faktöre bağlıdır. Fiziksel (mineralli) güneş kremleri cilde sürüldükten hemen sonra etkisini gösterir.
Genellikle daha yoğun kıvamlıdır, sürülmesi daha zordur ve ciltte beyaz bir tabaka bırakabilir. Kimyasal güneş kremleri ise sürülmesi daha kolaydır, fakat etkili olabilmeleri için cilde tam olarak bağlanmaları biraz zaman alır.
Ayrıca, ciltte tahriş ya da alerjik reaksiyon oluşturma ihtimalleri fiziksel olanlara göre biraz daha fazladır. Her iki tür de tekne kullanımı için uygundur, ama aynı zamanda yüzmeyi de seviyorsanız, suya dayanıklı bir kimyasal güneş kremi veya kolayca akıp gitmeyen güçlü bir fiziksel krem tercih etmeniz önemlidir.
Hibrit güneş kremleri, kapsamlı bir koruma sağlamak için her ikisinin bir kombinasyonunu kullanır. Önemli olan, can yeleği giymek gibi, yalnızca kullandığınızda işe yarayan, kullanırken rahat ettiğiniz bir tane bulmaktır.
Ne zaman ve ne kadar güneş kremi sürmelisiniz?
Güneşe çıkmadan en az 20-30 dakika önce güneş kremi sürmelisiniz çünkü kimyasal bazlı güneş kremlerinin cilde bağlanması biraz zaman alabilir. Genel olarak, her bir vücut bölgesi (örneğin bir bacak, bir kol, göğüs, sırt ve yüz) için birer çay kaşığı (yaklaşık 5 ml) güneş kremi kullanmak doğru ölçüdür.
Yetersiz miktarda sürmek, düzgün yaymamak ya da geç uygulamak, yine de güneş yanığına neden olabilir. Her 2-3 saatte bir, özellikle yüzme, aşırı terleme ve havluyla kurulanma sonrasında tekrar uygulanmalıdır.
Güneş kremi deniz yaşamına zarar verir mi?
Bazı güneş kremleri, özellikle mercan resifi ekosistemleri için deniz canlılarına tehdit oluşturabilir. Bildirilen yan etkiler arasında mercanlarda şekil bozuklukları, azalan doğurganlık ve büyüme geriliği yer alıyor.
Birincil suçlular oksibenzon ve oktinoksat adlı kimyasallardır. Bu nedenle Hawaii, 2021 yılında bu iki maddeyi içeren güneş kremlerinin satışını yasakladı. Octocrylene adlı madde de son zamanlarda inceleme altına alınmış durumda.
Emin olamıyorsanız, “resife dost” ya da “reef-safe” etiketli ürünleri tercih edin ve içindekiler listesini mutlaka kontrol edin.