TAYK 30 Ağustos BMW Borusan Otomotiv Kupası, bu yıl İstanbul Boğazı’nda ilk kez uygulanan “butik rota” ile hem yarışçılara hem de izleyicilere farklı bir deneyim sundu. Rumeli Hisarı önünde başlayan yarışta 50 tekne aynı anda start aldı ve Zafer Bayramı coşkusu Boğaz’da görsel bir şölene dönüştü.
Röportaj: Osman Uğur – Fotoğraflar: Osman Uğur/Sea You Agency
İstanbul Boğazı, yıllardır yelken yarışlarına ev sahipliği yaparken genellikle Çırağan–Beykoz–Çırağan hattı ya da son yıllarda Moda önünde finiş alınan rotalarla hatırlanıyordu. Ancak bu yıl TAYK 30 Ağustos BMW Borusan Otomotiv Kupası’nda ilk kez uygulanan “butik rota” hem yarışçılar hem de izleyenler için farklı bir deneyim sundu. Yarışın hikâyesini ve yeni rotanın detaylarını TAYK Genel Müdürü Can Giray sorduk.
1) Yeni rotayı nasıl belirlediniz?
TAYK Trofesi 7. Ayak ve Borusan 30 Ağustos Zafer Kupası için Türkiye’de ilk kez uygulanan bir Boğaz rotası hazırladık. Bunun temel nedeni, sponsor firmamız Borusan Holding’in Rumeli Hisarı’ndaki, “Perili Köşk” olarak bilinen merkez binasının önünde start hattı kurmak ve binanın teras katında toplanan misafirlerin yarışı daha iyi bir açıdan izlemelerini sağlamaktı.
Tüm sınıflardaki toplam 50 yat için aynı anda start vermek hakemler açısından zor olsa da, Boğaziçi’nde görsel bir şölen oluşturuyor ve her iki yakadan da rahatlıkla izlenebiliyordu. Bu sayede İstanbullular, Zafer Bayramı coşkusunu Boğaz’daki bu özel yarışla pekiştirme fırsatı buldu.
2) Uygulanan rotanın güzergâhı nasıl planlandı?
Start hattımızı Fatih Sultan Mehmet Köprüsü altına kurduk. Boğaz’ın Anadolu yakasındaki şamandırayla Avrupa yakasındaki komite teknesi arasındaki geniş hat, teknelere diledikleri noktadan start alarak çıkış yapma imkanı verdi. Ancak Boğaz, değişken rüzgârları ve akıntılarıyla zorlu bir parkur; deneyimsiz yarışçılar için her zaman sınayıcıdır. Startın ardından rotayı ikiye böldük. IRC0, IRC1 ve IRC2 sınıfındaki süratli ve büyük tekneler Beykoz’daki 1 numaralı şamandırayı; IRC3, IRC4 ve Destek sınıfı ise Emirgan’daki 2 numaralı şamandırayı döndüler. Daha sonra tüm sınıflar Anadolu Hisarı önündeki 3 numaralı şamandıradan geçerek tekrar kuzeye yöneldiler ve finiş hattına ulaştılar. Bu yeni rota, teknik özellikleriyle öne çıktı. Tüm IRC sınıfları iki kez orsa, iki kez pupa seyri yaparak yarışı tamamladı. Üstelik, yarış öncesi düşük rüzgâr tahminlerine rağmen parkuru kuzeye taşımamız sayesinde 10 knot civarında bir rüzgâr yakaladık ve filodaki hiçbir tekne yarışı terk etmeden parkuru bitirebildi.
3) Sınıflar ne kadarlık bir parkurda yarıştı?
Uyguladığımız rota, hava ve akıntı koşullarına göre farklı uzunluklara sahipti. TAYK 30 Ağustos BMW Borusan Otomotiv Kupası’nda IRC0, IRC1 ve IRC2 tekneleri yaklaşık 10 deniz mili; IRC3, IRC4 ve Destek sınıfı ise yaklaşık sekiz deniz miliyle yarışı tamamladılar.
4) Yeni yarışlarda geleneksel Boğaz rotalarından farklı rotalar planlamaya devam edecek misiniz?
Boğaz yarışlarında uzun yıllardır hakemlik yapıyorum ve coğrafyanın zorlu koşullarını yakından tanıyorum. Bu bilgi ve tecrübeyle yeni rotalar geliştirmek her zaman gündemimizdeydi. Elbette bazı yarışlarda geleneksel rotalar korunmalı, ancak Boğaz gibi dinamik bir bölgede değişken ve “butik” parkurlar da üretmek gerekiyor. Hem yarışçılar hem de izleyenler bu çeşitlilikten memnun oluyor.
5) Yeni yarış rotaları hazırlıklarınız var mı?
Kesinlikle. İstanbul Boğazı yarışları yoğun hazırlık gerektiriyor. TAYK bugüne kadar en fazla sayıda Boğaz yarışı düzenleyen kulüp oldu. Ancak artık diğer kulüpler de Boğaz’da yarış planlamaya başladı. Bu gelişme ülkemiz için çok değerli. Yeter ki her kulüp ciddi emek vererek katma değer yaratsın. Aksi takdirde bu organizasyonları sahiplenmek, ne yarışan teknelere ne de yelken camiasına fayda sağlar.
6) Sponsorlardan veya yarışçılardan nasıl geri dönüşler aldınız?
Son derece olumlu geri dönüşler oldu. Seyir teraslarımız karadan yarışı izlemek isteyen İstanbullularla doldu. Kıyı belediyeleri bu fikre sıcak bakmaya başladı. Daha çok sponsor bu organizasyonlara dahil olmak istiyor. Yarışçılar da memnun; ekiplerin yüzleri gülüyor. Bu tablo hepimiz için çok sevindirici.
