Sualtı derinliklerine dalıyoruz: Dünyanın en ilginç gemi batıkları

Sualtı derinliklerine dalıyoruz: Dünyanın en ilginç gemi batıkları

Gemiler… İnsanlık tarihinin en görkemli tanıkları. Keşiflere öncülük eden, ticareti şekillendiren ve savaşlara katılan devasa yapılar, bazen de doğanın ve kaderin ellerine teslim olmuşlar. Dünyanın dört bir yanına dağılmış gemi batıkları, sualtı dünyasının en büyüleyici hazineleri arasında yer alıyor. Denizlerin altında gizlenmiş, hikâyesiyle büyüleyen en ilginç gemi batıklarını keşfetmeye var mısınız? Hadi dalışa başlayalım!

USS Kittiwake, Cayman Adaları

En ilginç gemi batıkları listemizin ilk sırasında Cayman Adaları’nın açıklarında kasıtlı olarak batırılan U.S.S. Kittiwake, yer alıyor. U.S.S. Kittiwake 2011 yılından beri dalış meraklılarına ev sahipliği yapıyor. Dalış sertifikasına sahip olan dalgıçlar geminin beş ayrı bölümünü keşfedebilir. Ayrıca gemide kaptan köşkünden dümen ve pusulaya kadar pek çok detay görebilirsiniz. Sığ sularda olan bu batık, bütün gün dalış için idealdir.

Temmuz 1945’te faaliyete geçen USS Kittiwake, Amerikan denizaltı filosunun kurtarıcılarından biriydi. Atlantik’ten Akdeniz’e, Karayipler’den Hint Okyanusu’na uzanan serüveni boyunca nice denizciye umut oldu. Ancak 1994’te görevini tamamladı ve emekliliğe ayrıldı. Onu sıradan bir son değil, oldukça özel bir dönüşüm bekliyordu. Cayman Adaları’nın turizm yetkilileri, adayı daha cazip hale getirmek için Amerikan Deniz Komutanlığı ile iletişime geçti ve USS Kittiwake 2011 yılında bilinçli olarak batırılarak bir yapay resif haline geldi. Şimdi bu muazzam gemi, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.

251 metre uzunluğundaki beş güverteli dev gemi sadece görkemiyle değil içindeki yaşamla da büyülüyor. 2.200 tonluk bu sualtı harikası, bahçe yılan balıklarından, deniz kaplumbağalarına, vatozlardan, barracuda balıklarına kadar pek çok deniz canlısına yuva olmuş durumda. Özellikle geminin rezervuar odaları ve idari merkezindeki manzaralar tam bir görsel şölen. Dalgıçlar için adeta bir sualtı müzesi!

Tüple dalış konusunda profesyonel olmayanlar bile geminin ilk üç güvertesini keşfedebilir. Daha deneyimli dalgıçlar ise geminin her köşesini özgürce gezebilir, hatta askeri mimarinin detaylarında kaybolabilir.

USS Kittiwake hikayesiyle dünyanın dört bir yanındaki turistlerin gözdesi. Mavi sularda hem deniz canlılarının zarafetini izlemek hem de askeri bir gemiyi keşfetmek kaçırılmayacak bir deneyim.

Dünyanın dört bir yanına dağılmış gemi batıkları, sadece tarihe ışık tutmakla kalmaz aynı zamanda insanların merakının ve hayal gücünün sınırlarını zorlar.
USS Kittiwake

SS President Coolidge, Vanuatu

Pasifik Okyanusu’nun derinliklerinde Vanuatu’nun Espiritu Santo Adası açıklarında bir zamanlar lüks bir okyanus gemisi sonrasında ise savaşın sessiz tanığı olan bir efsane yatıyor: SS President Coolidge. Bugün bu büyüleyici batık, hem tarih tutkunlarının hem de dalış meraklılarının mutlaka görmesi gereken bir yer.

1931 yılında inşa edilen SS President Coolidge, ilk yıllarında lüks bir yolcu gemisiydi. Ancak II. Dünya Savaşı sırasında kaderi değişti ve asker taşıma gemisine dönüştürüldü. 1942 yılında Japon mayınlarına çarparak batan bu devasa gemi, o günden bu yana sığ sularda bir hazine gibi saklanıyor.

Batığın en heyecan verici yanlarından biri 20 metreden 70 metreye kadar değişen derinliklerde uzanması. Bu da her seviyeden dalgıca keşif imkanı sunuyor. Yeni başlayanlar geminin pruvasında gezinirken, profesyonel dalgıçlar 33 metredeki tüfekleri, gaz maskelerini ve miğferleri görebilir. Rehber eşliğinde kargo ambarlarına girip savaşın izlerini daha yakından incelemek mümkün.

SS President Coolidge sadece bir dalış noktası değil aynı zamanda savaşın bıraktığı izlerin sessiz bir anlatıcısı. Üstelik bugün bir yapay resif haline gelmiş durumda; rengarenk deniz canlıları bu tarihi enkazı yuvaları haline getirmiş.

Kısacası dalış camiasının “kayak merkezi” olarak anılan bu batık, hem tarih hem de adrenalin dolu bir deneyim arayanlar için keşfedilesi bir yer.

SS President Coolidge

U.S.N.S. General Hoyt S. Vandenberg, Key West, Florida

Key West açıklarında Florida’nın derin sularında yer alan U.S.N.S. General Hoyt S. Vandenberg, 2009’da kontrollü olarak batırıldı. Şimdi dünyanın en büyük ikinci yapay mercan resifi olarak deniz yaşamına ev sahipliği yapıyor.

Geminin içindeki 11 asansör şaftı ve uzanan güverte koridorları, dalgıçlar için eşsiz bir keşif alanı sunuyor. Özellikle asansör boşluklarında serbest dalış yapma fırsatı, bu batığı heyecan verici bir destinasyon haline getiriyor. Geminin kargo boşlukları dalgıçlar için ilgi çekici noktalar arasında. Yüzeyden sadece 10-15 metre derinlikte yer alan kısımları amatör dalgıçlar için ayrılmış.

General Hoyt S. Vandenberg tarihsel açıdan da dikkat çekici. 1943-1983 yılları arasında Amerikan Hava Kuvvetleri ve Denizcilik Komutanlığı tarafından kullanılan gemi, modern savaş teknolojileriyle donatılmıştı. 1998’de ise “Virus” filminde Rus Donanma Gemisi olarak yer aldı.

Geminin dalgıç aktiviteleri ve diğer aktivitelerden elde ettiği gelir yaklaşık olarak yıllık 8 milyon dolar civarında. Ayrıca yapay resif şeklini aldığı için çevrecilerin de takdirini kazanmış. Key West’teki General Hoyt S. Vandenberg sualtı dünyasına dair bir yolculuğa çıkmak isteyen herkes için unutulmaz bir deneyim sunuyor.

U.S.N.S. General Hoyt S. Vandenberg

S.S. Yongala, Avustralya

1911 yılında bir kasırga sırasında batan S.S. Yongala, Avustralya’nın en ünlü dalış noktalarından biri. Batık mercan resifleriyle kaplanmış ve etrafı deniz kaplumbağaları, dev vatozlar ve rengârenk balıklarla dolu. Bu canlı sualtı ekosistemi, dalgıçlara unutulmaz anlar yaşatıyor. S.S. Yongala en ilginç gemi batıkları listemizde dördüncü sırada yer alıyor.

SS Yongala 1903 yılında İngiltere’de inşa edilmiş, lüks bir yolcu gemisiydi. Avustralya kıyılarında yolcu ve kargo taşımacılığı yaparken 1911 yılında trajik bir kasırgada battı. Townsville açıklarında batan gemideki 122 yolcu ve mürettebattan kurtulan olmadı. Bu olay Avustralya tarihinin en büyük deniz kazalarından biri olarak kayıtlara geçti. SS Yongala’nın batığı 1958’de keşfedildikten sonra dünyanın en iyi dalış noktalarından biri olarak ünlendi. Batığın yer aldığı bölge daha sonra “Avustralya Great Barrier Reef Deniz Parkı” olarak koruma altına alındı ve ev sahipliği yaptığı sayısız deniz canlısıyla dünyanın önde gelen dalış noktalarından biri haline geldi.

Mercanlarla kaplanmış bu büyüleyici batığın etrafında deniz kaplumbağaları, dev vatozlar, barracuda sürüleri ve rengârenk balıklar görülebiliyor. Dalgıçlar için suyun berraklığı ve çevresindeki yoğun deniz yaşamı, burayı bir sualtı cennetine dönüştürüyor. Batığın bulunduğu yer aynı zamanda yunuslar ve balinalar gibi büyük deniz canlılarını gözlemlemek için harika bir fırsat sunuyor. SS Yongala, hem bir tarih hazinesi hem de sualtı ekosisteminin eşsiz bir parçası olarak dikkat çekiyor.

S.S. Yongala

Uluburun ve Gelidonya Burnu, Türkiye

Ülkemiz batıklar yönünden zengin bir sualtı mirasına sahip. Antalya da bu konuda en iyi dalış yerlerinden biri. Antalya açıklarında bulunan Uluburun ve Gelidonya Burnu batıkları, dünyanın en eski gemi batıkları arasında sayılıyor. Bronz Çağı’na ait bu gemiler, kargolarıyla birlikte keşfedildi ve sualtı arkeolojisi için adeta bir dönüm noktası oldu. Gelidonya batığı 1960 yılında kazıldı ve deniz tabanından tamamen çıkarılan ilk eski gemi batığı unvanını aldı. Yaklaşık 3200 yıl öncesine tarihlenen bu gemi Kıbrıs ya da Suriyeli bir seyyar demirciye aitti ve batıktan bir tondan fazla bakır külçe, hurda aletler, silahlar ve çeşitli metal işleme ekipmanları çıkarıldı.

Bu bulgular kazı başkanı George Bass’i Akdeniz ticaretini kimin kontrol ettiği konusunda yeni bir bakış açısına yöneltti. O dönemde Yunan menşeli bazı objelerin bulunması Mikenlilerin Akdeniz ticaretine hâkim olduğu fikrini destekliyordu. Bass denizlerin Ortadoğulu gemiciler veya proto-Fenikeliler tarafından kontrol edildiğini düşündü. Bu teori 1984-1994 yılları arasında kazılan Uluburun batığıyla daha da güçlendi.

Uluburun batığı, Gelidonya’dan bile daha eskidir yaklaşık 3330 yıllık bir geçmişe sahip. Geminin taşıdığı mallar ise tam bir kültürler mozaiğiydi: Baltık Denizi’nden Ekvatoral Afrika’ya, Akdeniz’den Orta Doğu’ya kadar 11 farklı coğrafyadan hammaddeler ve lüks eşyalar vardı. Detaylı araştırmalar sonucunda geminin gövdesine ait parçalar da gün yüzüne çıkarıldı.

Türk bilim insanı Prof. Dr. Cemal Pulak’ın çalışmaları, Bass’in teorisini destekler nitelikte. Bulgular yaklaşık 3 bin yıl önce Akdeniz’de oldukça gelişmiş ve proto-Fenikelilerin kontrolünde olan bir ticaret ağı bulunduğunu ortaya koyuyor. Hem Gelidonya hem de Uluburun batıkları sualtı arkeolojisi için yalnızca bilimsel değil aynı zamanda tarihsel bir hazine niteliği taşıyor. Gemi batıklarına merakı olanların mutlaka görmesi gereken batıklar arasında yer alıyor. archaeology.org

Uluburun ve Gelidonya Burnu