Eker yelken takımlarıyla yarıştan yarışa koşan Nevra Eker’le tutkuyla bağlı olduğu yelkeni, çok sevdiği J/70 sınıfı yarışlarını, Dünya J/70 Şampiyonasında yarışan ilk Türk kadın yelkenci olmasını konuştuk.
Yazı: Betül Usta
Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker beş yaşından beri yelken sporuyla ilgileniyor. “Yelken, Eker ailesi için bir aile geleneği konumunda.” diyen iki çocuk annesi Eker’in sporla iç içe bir yaşantısı var. Yelken açmaya, çocukluk dönemlerinde güney sahillerindeki tatillerinde başlamış.
“Ben, yelken yarışı anında kendimi kaybediyorum. Çünkü konsantrasyonu o kadar yükseltiyorum ki diğer alanlardan soyutlanıyorum. Bundan da büyük keyif alıyorum. Suya çıktığım andan itibaren bir buçuk saat boyunca rüzgara, etraftaki değişkenlere ve dümene odaklanıyorum. Bu şekilde izole olmak müthiş bir boşluk duygusu yaratıyor, insanı çok dinlendiriyor.” diyor Eker.
Babası ve ağabeyi Ahmet Eker’le çok seyahat ettiklerini ve çok badireler atlattıklarını söyleyen Nevra Eker’in sporcu olarak yelkene başlamasına ise Deniz Kızı Yelken Kupası’nın büyük etkisi olmuş. İlk kez 2016 yılında düzenlenen Deniz Kızı Yelken Kupası için aldıkları davet üzerine Eker Süt Ürünleri’ndeki farklı departmanlardan kadın çalışanlarla birlikte takımlarını kurmuşlar. Şirketin Genel Müdürü Ahmet Eker de yelkenci olduğu için takımı çok teşvik etmiş. Kendi teknesini kullanabileceklerini ve onlara eğitim verebileceğini söylemiş. “Çok keyifli bir takım oldu. İlk senemiz olmasına rağmen iyi de bir sonuç elde ettik. Çok keyif aldığımız için de devam ettik.” diyor Eker.
Ağabeyinin bir J/70 teknesi almasıyla birlikte Nevra Eker’de de J/70 merakı başlamış. “Büyük yatlara göre daha küçük, tek tip bir filo. Çok farklı bir formatı var. Birkaç yarışı takip ettikten sonra bende de büyük bir ilgi uyandı ve ben de bu tip bir tekne aldım. Sürüşü ve idaresi çok keyifli bir sınıf. 2020 yılında bu tekneyi alarak Eker Efsane Yoğurt takımımızı başlatmış olduk. Bu süreçte pek çok profesyonel kadın sporcu ile yarışma fırsatım da oldu. Ben de J/70 sınıfında tamamı kadınlardan oluşan bir takım kurmayı hedefledim. Henüz yarı yarıya durumdayız.” diyerek anlatıyor Eker J/70 sevgisini.
Profesyonel yarışlarda yelken bilgisi ve tecrübenin çok kritik önem arz ettiğini söyleyen yelkenci, bu sebeple J/70 için daha profesyonel bir takım oluşturmuş. “O takımla Deniz Kızı Yelken Kupası’ndaki takımımız arasında çok büyük fark var. Ancak Deniz Kızı Yelken Kupası’ndaki takım arkadaşlarımla yarışmaktan da büyük keyif alıyorum. Altı yıldır takım halinde büyük gelişim gösterdik. Bunu görmek beni çok mutlu ediyor.”
İki takımın dümencisi olmak arasında ise çok büyük fark olduğunu söylüyor Eker. Birinde amatör takımlarla, IRC sınıflarında yarışırken; diğerinde tek tip teknelerle alınan sonuçların kritik olduğunu belirtiyor. “Suda çok daha yakın bir rekabet yaşıyorsunuz. Bu yakın rekabet de büyük heyecan yaşatıyor. Bence J/70, yelkenciliği inanılmaz derece geliştiren çok keyifli bir format.” diyor.
Nevra Eker geçen aylarda, J/70 Dünya Şampiyona’nda yarışan ilk Türk kadın dümenci oldu. Bu tecrübeyle ilgili, “Bir Türk kadın dümenci olarak J/70 Dünya Şampiyonası gibi saygın bir yarışta yer almak benim için gurur vericiydi. Yarıştan önce çekincelerim olsa da takımımızın tecrübeli yelkencileri bana çok yardımcı oldular. Bendeki deneyim eksikliğini kapattılar. Müthiş bir tecrübe oldu.” diyor.
Yat ve yelken yarışlarında kadın dümenci sayısının çok az olduğunu söyleyen Eker, bu durumun uluslararası yarışlarda da böyle olduğunu söylüyor. J/70 Dünya Şampiyonası’nda sadece dört kadın dümenci olduğunu söylüyor Eker. “61 teknelik bir filoda yarışmak farklı bir dinamik. Çünkü her saniyeniz çok kritik, su üstü şartları da konsantrasyonunuzun sürekli yüzde 100 olmasını gerektiriyor. Metrelerle ve saniyelerle yarışıyorsunuz. Küçük hatalar ya da anlık doğru hamleler çok büyük farklar yaratabiliyor. Bu yüzden kendinizi mükemmelleştirmeye çalışıyorsunuz. Bu anlamda çok büyük ve keyifli bir tecrübeydi.” diyerek tecrübelerini aktarıyor.
Hem kadın hem erkeklerden oluşan ekiplerle yarışan yelkenci, yelken sporunda kadın-erkek ayrımına inanmadığını ayrımın tamamen tecrübeden kaynaklandığını söylüyor. Ekipçe uyumu yakalamanın da aynı şekilde önemli olduğunu ve bunu sağlamak için de uzun süreli antrenmanlar yapmanın gerekli olduğunu belirtiyor. “Örneğin J/70 Dünya Şampiyonası’nda ağabeyimin takımının dümenciliğini yapsam da yarış öncesindeki antrenman sürecimiz, benim yarışta performansımı çok artırdı.”
Daha çok kadının yelken sporuna başlayabilmesi için Eker, ilk olarak çeşitli yarışlara kadın kotası konabileceğini düşünüyor. Türkiye’deki ekiplerde çok fazla kadın sporcu olmuyor. Eker eğer her ekibe bir ya da iki kadın üye zorunluluğu getirilirse, daha fazla insanın bu branşa çekilebileceğine inanıyor.
“Ekiplere katılacak kadın yelkenciler de yarışın keyfini alarak kendisi gibi olmak isteyen genç kadınları yönlendirecek. Birbirini
sürükleyen bir süreç olabilir. Ayrıca üniversite eğitimlerine devam etmek için yelkeni bırakmak zorunda olan genç kadınlarımız da var. 30’lu 40’lı yaşlarda olan bu yelkencilerimizi geri getirmemiz gerekiyor. Çünkü yelken tecrübeleri ve birikimleri var. Onların tecrübelerinden yararlanmamız da gerekiyor. Özellikle yoğun çalışan kişilerin bu tip keyif alabilecekleri hobilere de ihtiyaçları var. Denizle bir olduğunuz böyle bir hobiyi herkese öneriyorum.”
Amerika’daki tecrübelerini kendi ekibine aktarmaya çalışacak olan Nevra Eker, gelecek yıl Monako’da yapılacak J/70 Dünya Şampiyonası’na katılmayı çok arzu ettiklerini söylüyor., “Büyük filoda yarışmak çok keyifli” diyen yelkenci, önümüzdeki senelerde Avrupa ve Amerika yarışlarını takip etmek istiyor.