Doğaya hasret bir nesil

Doğaya hasret bir nesil

MBY-yayin-yonetmeni_selcen-taninmisBu ay bir mektup daha doğrusu bir e-posta aldım.
Postanın sahibi Kısmet Deniz Polat. Sadun Boro’nun sevgili kızı…

İstanbul’un geçmiş zamanını, kendi çocukluğunu o kadar naif ve samimi bir dille anlatmıştı ki mektubunda, içim özlemle doldu. Onun deyimiyle “Sadun Boro’yu yaratan İstanbul’un denizle iç içe olan mahalle kültürü”nü tanımış olmayı çok istedim…

Sadun Boro bugün amatör denizcilerin ilham kaynağı, büyük bir deniz üstadı… Ancak o aynı zamanda da sıkı bir çevreci. İşte kızı Kısmet Deniz Polat’ın mektubu yollama sebebi de, babasının bu amansız çevreciliği, vasiyeti…

Kendini vefatına kadar kıyılarımızın korunmasına adayan Sadun Boro, belki de bilge ruhu sayesinde bakanlardan cumhurbaşkanına kadar her kademeden devlet erkanına “koyların korunması”nı anlatabilmişti. Sözü dinlenen bir çevreci-denizci büyüğümüzdü o. Kızı Kısmet Deniz’in yazdığı gibi anlatmaya çalıştığı şey çok basitti “Dantela gibi sahillerin doğallığını bozmadan, girintisini çıkıntısını, plajlarını, koylarını koruyarak yolların yapılmasını isterdi ki kıyı şeridi beton bir duvara dönüşmesin…”

Aslında hepimizin isteği de bu değil mi? Beton yığınları arasında seyir yapmayı hangimiz seviyoruz? Bakıyorum etrafıma, 0-5 yaş arası bütün çocukların adı doğadan… Yaz, Mavi, Dünya, Ada, Su, Poyraz, Toprak, Bulut…. Bundan 50 yıl önce pek rastlamadığımız isimler bugün niye bu kadar yaygın düşündünüz mü?

Çoğunluğun sandığı gibi “farklı” olmaya çalışmaktan değil…
Elimizden kayıp giden doğaya hasretlikten….

Çocuklarımızın da keşfedebileceği mavi koylar dileğiyle…

İyi okumalar, iyi seyirler

Not: Kısmet Deniz Polat’ın mektubunu sayfa 30’da okuyabilirsiniz.

Selcen Tanınmış
selcen@motorboatdergi.com