Uluslararası deniz hukuku – Süleyman Er

Uluslararası deniz hukuku – Süleyman Er

Açıkdenizlerin kendine özgü bir hukuku var. Herhangi bir ülkenin karasularına girildiğinde ilgili kıyı devletinin hükümranlık haklarına uymak zorundasınız.

Türk yatçıları artık daha fazla açıkdenize çıkmaya başladı. Açıkdenizlerin kendine özgü bir hukuku olduğu gibi kaptanların da farklı sorumlulukları var. Ayrıca açıkdenizlerden herhangi bir ülkenin karasularına girildiğinde ilgili kıyı devletinin hükümranlık haklarına uyma zorunlulukları var. Neden ve nasıl?

Biliyoruz ki deniz haydutluğu ve insan kaçakçılığı gibi uluslararası suç olarak tanımlanan faaliyetlere karışmadıkça tüm tekneler ait oldukları devletin bayrağı altında açıkdenizleri özgürce kullanma hakkına sahiptir. Aksi bir durumda dahi açıkdenizde bu tekneleri durdurma yetkisi ilgili devletin harp gemilerine aittir. Bir başka deyişle hakkınızda uluslararası bir suçtan dolayı ihbar ve suçlama olmadıkça açıkdenizlerde sizi hiçbir otorite sorgulayamaz, durduramaz, teknenize çıkamaz ve alıkoyamaz.

Benzer şekilde tüm tekneler açıkdenizleri serbestçe kullanım hakkına ilave olarak başka bir ülkenin karasularından yine ait oldukları devletin bayrağıyla serbestçe geçiş hakkına sahiptir. Uluslararası hukuk bunu “Zararsız Geçiş” olarak tanımlamıştır.

Yukarıda belirtilen açıkdenizlerin serbestisi ve zararsız geçişte uluslararası kuralları ve kıyı devletinin haklarını düzenleyen hukuki belge; 1973 yılında uluslarası bir toplantıda kararlaştırılan ve dokuz yıl süren bir çalışma sonunda 1982 yılında kabul edilen ve 1994 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Konvansiyonu (The United Nations Convention on the Law of Sea-UNCLOS) olup Türkiye tarafından da kabul edilmiştir.

UNCLOS, açıkdenizlerin kullanımını uluslarası suçlarla sınırlarken “Zararsız Geçiş” hakkı ile ilgili olarak da bazı kurallar koymuştur. Kıyı ülkesinin karasuyundan zararsız geçişin kesintisiz ve süratli olması, uluslararası diğer konvansiyonlara, örneğin Denizde Can Emniyeti (Safety of Life at Sea – SOLAS) ile Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü (International Regulations for Preventing Collision – COLREG)’ne uygun olması ve kıyı devletinin hükümranlık haklarına saygılı olması temel kurallardır. Diğer bir deyişle bir tekne, uluslararası bir suça karışmadıkça; açıkdenizlerde serbestçe seyir yapma ve ilgili kıyı devletinin karasularında o ülkenin seyir kuralları, deniz trafiği, seyir yardımcıları ve denizaltı kablolarına zarar vermemesi, çevrenin ve canlıların korunması, insani göç ve sağlık kurallarına uyması koşullarıyla o ülkenin karasuyundan kesintisiz ve süratli olarak doğrudan geçiş hakkına sahiptir.

Oysa teknelerin, özellikle özel motoryatlar ve yelkenli teknelerin Ege Denizi gibi irili ufaklı adalardan oluşan bir denizde kesintisiz ve süratli geçiş hakkının yanı sıra fırtına nedeniyle sığınma, mola vermek için bir koyda demirleme, kıyı devletinin liman ve marinalarını ziyaret etme gibi ihtiyaçları olabilir. UNCLOS bunu da düzenlemiş ve bu durumda olan teknelerin ilgili kıyı devletinin hükümranlığına tabi olduğunu kurala bağlamıştır. Bu durumdaki bir teknenin liman sınırlarına girdiği andan itibaren zararsız geçişi biter ve tekne ilgili kıyı devletinin kurallarına tabi olur. Kaptan teknesini liman otoritesine tanıtmak ve giriş müsaadesi almak zorundadır.

Tüm tekneler ait oldukları devletin bayrağı altında açıkdenizleri özgürce kullanma hakkına sahiptir.
Tüm tekneler ait oldukları devletin bayrağı altında açıkdenizleri özgürce kullanma hakkına sahiptir.

Genel bir teamül olarak Akdeniz’e kıyı devletler yabancı bayraklı ticari olmayan motoryat ve yelkenli teknelere karşı mütekabiliyet esasına uygun olarak bir nezaket çerçevesinde bu hükümranlıklarından doğan yetkilerini katı bir şekilde göstermekten kaçınırlar. Bununla birlikte limanlarda marina yetkilileri, yoksa liman polisi tekne belgeleriyle kaptanın tekne kullanma yetki belgesi ve ehliyetini talep ederler. Yunanistan ve Türkiye, ayrıca yatçı personel listesi (Crew List) de talep eder ve karasularında kalındığı sürece bir geçiş belgesi (Transitlog) düzenler.

Teknenin denize elverişliliği konusunda görünür bir şüphe yaratmadıkça bir tekne herhangi bir kısıtlama olmadan limana giriş, limanda kalış ve limandan çıkışla ilgili bir sorun yaşamayacaktır. Eğer teknenin denize elverişliliği konusunda bir şüphe oluşursa liman otoritesi teknenin seyirde bulundurulması gereken seyir dokümanları, tekne güvenlik ekipmanlarıyla teknenin seyre hazırlık durumunu kontrol edebilir ve varsa eksiklikler tamamlanıncaya kadar tekneyi alıkoyabilir.

UNCLOS genel olarak konvansiyona tabi tekneleri; harp gemileri, hükümetlere ait ticari olmayan tekneler ve diğer tüm tekneler olarak üç bölümde mütalaa etmektedir. Bu nedenle kürekten başka bir güçle yürütülen ve ticari olmayan motoryat ve yelkenli tekneler de bu konvansiyona tabi olup bu teknelerin kaptanları da ayrıcalık olmaksızın kurallara uymakla yükümlüdür. Genel bir hukuk kuralı olarak yasayı ve kuralları bilmemek mazeret olarak kabul edilmez ve adı bizde saklı bir Akdeniz ülkesinde 0.80 (80 cent) Euro’luk bir fener vergisini ödemek için bu yazının yazarı gibi vergi dairelerinde süründürülebilirsiniz..

Dergimizi abone olarak ya da Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasını IOS ve Android tabanlı tablet ve telefonlarınızdan indirerek okuyabilirsiniz.