Teknede yaşayıp sadece yazmak istiyorum
Oyuncu, yazar, senarist ve yelkenci. 10 parmakta 10 marifet bir sanatçı Sinan Tuzcu. TRT için yaptıkları Büyük Selçuklu projesinin sonrasında küçük bir dinlenme molasında kendisini İstanbu’da yakaladık ve Cenoa Sailing’in teknesiyle Kalamış’ta birlikte tatlı bir “huzur” aldık. Dünya turu hayali olan, teknede yaşayıp sadece yazı yazmak isteyen ama bir tarafıyla da ekstrem yelken denemeleri için yanıp tutuşan bir Sinan Tuzcu’yla tanıştık.
RÖPORTAJ: Selcen Tanınmış – FOTOĞRAFLAR: Önder Ceneviz
Yelkene nasıl başladınız? Pandemi süreci mi etkiledi sizi?
Aslında pandemi öncesinde başladım. İlk başta Alize Sailing’de Sinan’la çalışmıştım. Yeke dümen falan… Tekneye ve denize daha çok vakit ayıracağım dönemim geldi sanırım ve dört yıl önce Cenoa Sailing ile çalışmaya karar verdim. Çağdaş ve Tarkan abiyle beraber uzun bir yolculuk oldu. Ehliyetlerimi tamamlamak zorundaydım, yurtdışında da geçerli bir ehliyet almalıydım, IYT aldım, Türkiye’deki belgelerimi tamamladım. Bu işte suda vakit geçirmen gerekiyor. Yazın üç dört ay suyun üzerinde olmaya gayret ediyoruz eşimle birlikte.
Temponuz yüksek, iki ayrı ülkede yaşıyorsunuz, bu vakti nasıl ayırıyorsunuz?
Bazı işleri geri çeviriyorum. Bana çok kızıyorlar ama yazın çalışmak istemediğimi söylüyorum ve eyülün ortalarına kadar suda olmaya gayret ediyorum.
Nerelerde yelken yapmayı seviyorsunuz?
Bozburun ya da Selimiye’de geziyoruz. Edhem Dirvana’nın Bozburun Yacht Club’ı ikinci evimiz diyebilirim.
Kendi tekneniz var mı?
Hayır ama Cenoa Sailing ile bir anlaşmamız var ve hep onlarla takılıyoruz, dolayısıyla da teknem var diyebilirim.
Sinan Tuzcu seyir testi yazısının devamını Temmuz sayımızda okuyabilirsiniz.
