2024 yılının en önemli organizasyonlarından 37’nci America’s Cup öncesi hazırlık niteliğindeki ikinci regatta Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde Kızıldeniz kıyısında gerçekleşti. Altı ekibin mücadele ettiği regattayı bariz bir üstünlükle kapatan “Kiwi” lâkaplı Yeni Zelandalılar, ellerinde tuttukları kupayı bir kez daha savunmaya hazır olduklarını gösterdiler.
YAZI: Baran Atasoy – FOTOĞRAFLAR: America’s Cup arşivi
Tarihi olimpiyat oyunlarından da eskiye giden ve dünyanın en eski spor müsabakası olan America’s Cup, dönemin yelken sevdalısı zenginlerinin kendi aralarında bir nevi “düelloya” tutuştukları ve sadece iki tekne arasında gerçekleşen bir yarış organizasyonuydu.
1851 yılında ilk kez düzenlendiğinde İngiltere’nin güneyindeki Wight Adası’nın etrafını en kısa sürede dolaşıp yarışı kazanan “Amerika” isimli yelkenlinin adıyla anılan kupa, en hızlı yelkenliye sahip olan ve iddiaya girdiği diğer tekneyi geçmeye çalışan ekibe veriliyordu. Kupayı kazanan ekip bir sonraki meydan okumaya kadar kupayı elinde tutuyor ve meydan okuyan ekibe karşı üstünlük sağlarsa kupayı elinde tutmaya devam ediyordu.
Yüzyıldan fazla bir süre boyunca New York Yat Kulübü’nün elinde kalan kupa, 1970’li yılların başından itibaren Amerikalıların hakimiyetini kırmak için Britanyalıların yanı sıra Fransız, İtalyan ve Avustralyalı ekipleri de bu mücadelenin içine çekmişti. Ne var ki biri kupayı elinde tutan diğeri de onu elinden almak için yarışan iki yelkenli arasında gerçekleşen yarışlarda Amerikalıların karşısına kim çıkarsa çıksın başarılı olamıyordu. Ta ki 1983 yılında Alan Bond kaptanlığındaki “Australia II” ekibi şeytanın bacağını kırana kadar.
Bir sonraki kupayla beraber yeniden Amerikan hegemonyasını başlatan isim Dennis Connor olmuştu ancak Avustralyalıların başarısından şevk alan Yeni Zelandalılar, 1987 yılında alüminyum yerine cam elyaftan yapılmış KZ-7 yelkenlileriyle finallere kadar gelmeyi başardılar. Fakat tecrübesizliklerinin kurbanı olup kupayı kıl payı ellerinden kaçırdılar. İlerleyen kupalarda 1968 yılından beri kullanılan “12 Metre” sınıfı yelkenlilerin yerini IAAC sınıfının almasıyla beraber tasarım savaşları kızışmaya başladı.
1992 yılında NZL20 ile yine kupayı kazanmaya çok yaklaşmış ancak bu defa da İtalyan ekibinin avukatlarının masa başı oyunlarıyla elleri boş bir şekilde evlerine dönmüşlerdi. 1995 yılına gelindiğinde daha önceki hatalarından ders almış ve Peter Blake’in güçlü liderliği sayesinde Black Magic isimli tekneleriyle ezici bir üstünlükle ilk defa kupayı evlerine götürmeyi başarmışlardı. O tarihten itibaren America’s Cup denilince akla gelen ilk ülke Yeni Zelanda olmaya başladı. Zira 2000’li yılların başında İsviçreli Alinghi ekibiyle daha sonra da Amerikalı Oracle Team USA ile girdikleri mücadelelerde hep yenilikçi ve yarışmacı ruhlarıyla kupaya renk kattılar. Son olarak 2021 yılında Auckland’da (Yeni Zelanda) düzenlenen 36’ncı kupayı ev sahibi Yeni Zelandalı Emirates Team New Zealand, İtalyan Luna Rossa Prada Pirelli’ye karşı kazanmış ve 2017’de Amerikalıların elinden aldıkları kupayı ikinci kez başarıyla savunmuşlardı. Bu yıl kupa tarihinde belki de daha önce eşi benzeri görülmemiş bir başarıya imza atmaya hazırlanan Yeni Zelanda ekibi, ekim ayında Barselona’da üçüncü kez kupayı savunmaya çalışacak.
Kiwiler kupaya hazır, America’s Cup yazısının devamnını Ocak 2024 sayımızda okuyabilirsiniz.