Faroe Adalarına Seyir

Faroe Adalarına Seyir

RYA’dan eğitimini tamamlayıp son üç yılda 15 bin milden fazla deniz aşırı seyir yapan Kila Zamana’nın yelken hayallerini kasvetli ve ücra Faroe Adaları süslüyordu.

Ponta Delgada’dan Faroe Adaları’na uzanacak yaklaşık 2 bin millik bir geçiş öncesinde devasa bir yiyecek alışverişini yerleştirirken, Paul’e “Tekneyi peynirle doldurmayı bırak” diye bağırdım. Teknenin her köşesine tonlarca peynir, marine edilmiş Azor biberi ve makarna tıkıştırılmıştı. İhtiyaç duyduğumuzdan çok daha fazlası var gibiydi.
“Bağırıp durma, Faroe Adaları’ndaki yiyecekleri beğenmeyeceksin. Ayrıca peynir lazım olacak” diye cevap geldi.

Faroe Adaları, Kuzey Atlantik’ten çarpıcı biçimde yükselen; İskoçya, İzlanda veya Norveç arasında üç ilâ dört gün seyir mesafesinde 18 adadan oluşan bir yarı arktik takımadadır. Adalar kültürel olarak Gal ve Eski İskandinav arasında bölünmüş durumdalar ve tıpkı Azorlular gibi kendi kendini yöneten bir ulus olma amacındalar. Kruvazörler için adalar genellikle Grönland veya Svalbard’a giden yolda kısa bir mola yeridir, ancak adaların her zaman bir şekilde “terra incognito” (keşfedilmemiş topraklar) olmalarının özel bir çekiciliği olmuştur.

Azorlardan Faroelere seyrimizin ilk üç günü açık havada apaz seyirle geçtikten sonra, 15 gün kapalı bir havada çok az mesafe kat ederek, seyrin neredeyse tamamında doğudan esen rüzgâra karşı hiç kalkmayan sis ve kimi zaman tamamen rüzgârsız geçti. Güneş ve ışık dolu bir dünyadan, İskandinav mitolojik canavarları Sköl ve Hati’nin güneşi yok edip, ayın peşine düştükleri alternatif bir evrene geçiş yapıyor gibiydik. Tüm göksel ışık kaybolmuştu ve okyanus tamamen hareketsizdi.

Bir kılavuz balina sürüsü bizi karşıladığında ve nihayet kara göründüğünde 18’inci günümüzdeydik. Otopilot deli gibi ötüyor, rotayı kaybettiği konusunda bizi uyarıyordu. Güney Faroe Adaları’ndan Suduroy ve Sandoy sert gelgit akıntılarıyla meşhur; hedefimiz olan Torshavn’a ulaşmak için zikzak yaparak yalnızca 30 mil yol kat edebildik.

SİS İÇİNDE GEÇEN GÜNLER

Her gün güneşi görmeden mutlu olamayan birinin kuzeyde işi olamaz. Güneş sarısı 50ft sac gövdeli keşif teknemiz Malaika, Torshavn marinada sis içinde geçirdiğimiz günlere biraz sıcaklık katan, parlayan tek şeydi. Torshavn tüm diğer şehirlere benzeyen, kalabalık bir kent. İstediğim tek şey bakir Faroe topraklarını görmek olsa da sis bunu imkânsız kılarak adaları bir gizem perdesinin altında tutup, bana “sükunetle keşfet, acele etme” diye fısıldıyordu.

Faroe Adaları gezi yazısının devamını Aralık sayımızda okuyabilirsiniz.

Dergimizi abone olarak ya da Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasını IOS ve Android tabanlı tablet ve telefonlarınızdan indirerek okuyabilirsiniz.