Kiwilere 99 milyon dolar yetmedi

Kiwilere 99 milyon dolar yetmedi

Pandemi koşulları altında gerçekleşen 36. America’s Cup’ın ardından bir yandan kupayla ilgili değerlendirmeler yapılırken, diğer yandan yeni kupayla ilgili çalışmalar ve tartışmalar sürüyor. Kiwi lakaplı Yeni Zelandalıların kupanın savunucusu olarak kural belirleyici konumları bakalım 37’nci kupayı nasıl şekillendirecek? Takip edip, göreceğiz.

YAZI: Baran Atasoy

36. America’s Cup tamamlandığından beri sadece birkaç ay geçmesine karşın 37’nci kupanın fırtınası şimdiden başlamış gözüküyor. Ev sahibi Yeni Zelandalı Emirates Team New Zeland ekibinin İtalyan Luna Rossa Prada Pirelli’ye karşı 7-3 galibiyetiyle sonuçlanan 36. America’s Cup’ın Kiwi lakaplı Yeni Zelandalılar için maliyeti çok ağır oldu. Kovid-19 nedeniyle yeterince ziyaretçi alamayan ve yüksek gelir getirmesi beklenen süperyatlardan mahrum kalan Kiwiler, kupayı kazanmalarına rağmen 100 milyonlarca Dolar zarar ettiler.

Bir sonraki kupa için Yeni Zelanda hükümetinin kendilerine teklif ettiği 99 milyon Dolar’lık desteği yeterli bulmayan Emirates Team New Zealand ekibi de diğer seçenekleri değerlendirmeye başladı. Bunlar arasında daha önce 2007 ve 2010 yıllarında kupanın düzenlendiği İspanya’nın Valencia kenti öne çıkıyor. Zira Avrupa Birliği’nin Kovid-19 sonrası ekonomileri canlandırma paketinden 17 milyar Euro destek alacak İspanyolların kupaya ev sahipliği yapmak için istekli oldukları belirtiliyor. Diğer adaylardan bazıları ise İrlanda veya petrol zengini körfez ülkelerinden biri de olabilir. Her şeye rağmen devlet desteği olmadan da yarışın yine Auckland’da gerçekleşme ihtimali de bulunuyor. Edinilen bilgilere göre ETNZ ekibinin devlet desteği olmadan 200 milyon doların üzerinde bir bütçeyi yaratma peşinde olduğu söyleniyor.

Geride bıraktığımız 36’ncı kupa birçok alanda ilklerin yaşandığı bir kupa oldu. 75 feet uzunluğunda su kanadı kullanan tek gövdeli bir tasarım olan AC75’ler, yelkenli yarış teknesi tasarımında yeni bir çığır açtı diyebiliriz. Su kanatları zaten birkaç kupadır hayatımıza girmişti ancak çift katmanlı kumaş yelkenler, su kanatlarının ucundaki flap’ların açısını değiştiren uçuş kontrolleri gibi konular ve bunları hareket ettiren hidrolik ve elektronik devreler AC75’leri tüm zamanların en sofistike yarış makineleri yaptı. Yelken tarihinde görülmemiş bir şekilde 10 mil hızında esen rüzgârda saatte 30 mil orsa, 40 mil geniş apaz giden bu muhteşem yelkenlileri izleme fırsatı bulduk.

36. America's Cup
Kovid-19 nedeniyle yeterince ziyaretçi alamayan ve yüksek gelir getirmesi beklenen süperyatlardan mahrum kalan Kiwiler, kupayı kazanmalarına rağmen 100 milyonlarca Dolar zarar ettiler.

EKİPLERE PANDEMİ ENGELİ

Kupanın savunucusu Emirates Team New Zealand’ın karşısına çıkacak ekibi belirleyecek Prada Challenger’s Cup başladığı zaman ekiplerin neredeyse tamamı Kovid-19 kısıtlamaları nedeniyle hazırlıklarını tamamlayamamıştı. Yarışlar başladığı zaman görüldü ki Britanyalı Ineos ekibi tekneyi su kanatları üzerinde tutmakta zorlanıyor, Amerikan Magic ekibi de benzer sorunlarla uğraşıyordu. “Round robin” adı verilen eşleşme yarışları devam ederken tecrübeli Dean Barker’ın anayelken trimcisi Paul Goodison’un uyarılarına rağmen zor bir manevra seçmesi ve arkasından şiddetli bir rüzgâr hamlesine yakalanmaları üzerine bir de rüzgâr altındaki runner’ı boşlayamamaları neticesinde devrilmeleri onlar için büyük bir şok olmuştu. Bu kaza onlara puan kaybından çok bir özgüven kaybı olarak geri döndü. American Magic devreden çıkınca yarışlara son derece kötü bir başlangıç yapan Britanyalılar, geri kalan yarışlarda bir anda vites artırıp sürpriz bir şekilde Round robin’leri ilk sırada tamamladı.

Ne var ki onlar gibi yarışlara çok da iyi bir başlangıç yapamayan İtalyan ekibi Luna Rossa, James Spithill ve Francesco Bruni’nin eş-dümenciliğinde yarı finalleri kazanarak 36’ncı kupada Kiwilerin karşısına çıkmaya hak kazandı. Nihayet finallerde karşı karşıya gelen İtalyanlar ve Yeni Zelandalılar, ilk başta birbirlerine bariz bir üstünlük sağlayamadılar. Kiwiler küçük foil’leriyle rakiplerinden daha hızlı olmasına karşın Luna Rossa da “high mode” dedikleri ayar sayesinde daha yavaş ancak daha dik orsa çekmeleri ve dönüşlerde daha çabuk olmaları sayesinde ilk altı yarış sonunda beraberliği koruyabildiler. Bu ana kadar hızına güvenen ve “pitbull” lakaplı James Spithill’e pek de bulaşmamaya çalışan Peter Burling startlarda biraz daha cesur davranınca hem startları kazanmaya başladılar hem de manevra hızlarını yukarı çekerek İtalyanlara üstünlük kurdular.

Sonuçta İtalyanların yaptıkları hatalardan da faydalanarak regattayı önde bitirdiler ve 7-3 ‘lük skorla ikinci defa kupayı savunmayı başardılar. Kiwilerin son birkaç kupaya damga vuran başarıları aslında 2017 yılında Bermuda’da düzenlenen 35’inci kupayla başlamıştı. Eğer o kupayı Amerikalı Oracle Team USA kazanmış olsaydı, bugün çok farklı şeyleri konuşuyor olacaktık. Zira Larry Ellison’un sahibi olduğu ve başında eski bir America’s Cup veteranı olan Russell Coutts’un bulunduğu Oracle ekibi, o dönemde kupaya katılan diğer ekiplerle (biri hariç) bir protokol imzalamıştı. Bu anlaşmaya göre America’s Cup her iki yılda bir F50 tipi katamaranlarla düzenlenecekti.

Ne var ki bu protokole imza atmayan tek ekip olan Emirates Team New Zealand kupayı kazanınca bütün her şey bir anda değişivermişti. F50 katamaranlarla devam etmek yerine su kanadı kullanan tek gövdeli bir tasarımı seçen Yeni Zelandalılar, Amerikalıların milyonlarca dolarlık yatırımını da böylece çöpe atmış oldu. Bilindiği üzere Larry Ellison bu gelişmeden sonra America’s Cup’tan çekildi ve elindeki F50’leri Sail GP adında yeni bir yarış ortaya atarak değerlendirmeye başladı.

36. America's Cup - American Magic
American Magic tasarım ekibinin başka bir ekip tarafından transfer edildiği, Britanyalı Ineos’un da benzer faaliyetler içinde olduğu gelen bilgiler arasında.

TRANSFER ÇALIŞMALARI

Öte yandan 36’ncı kupanın tamamlanmasıyla beraber ekiplerin transfer çalışmaları da hız kazandı. Özellikle American Magic tasarım ekibinin başka bir ekip tarafından transfer edildiği, Britanyalı Ineos’un da benzer faaliyetler içinde olduğu gelen bilgiler arasında. Bu süreçten şu ana kadar etkilenmeyen tek ekip kupanın şu andaki sahibi Emirates Team New Zealand. Ancak şunu da belirtmekte fayda var ki Kiwilerle ilgili birçok ciddi eleştiri var. Bunlardan biri, 36’ncı kupa biter bitmez birkaç saat içerisinde resmi meydan okuyucu olarak Britanyalı ekibin açıklaması oldu. Yıllardan beri Amerikalılara karşı bir garezi olan Yeni Zelandalıların “meydan okuyucu kim olursa olsun yeter ki Amerikalı olmasın” anlayışıyla hareket ettiğini söylemek çok yanlış olmaz. American Magic ekibinin başındaki isim Terry Hutchinson’a göre Kiwiler bir sonraki kupada ne olacağını biliyorlar ama söylemiyorlar. Aynı durum AC75’lerin tasarım sürecinde de yaşanmış ve ETNZ’nin sınıf kuralı açıklanmadan çok önce çalışmalara başladığı öne sürülmüştü.

Bu tartışmalar, eylül ayında 37’nci kupanın düzenleneceği yer açıklanana kadar devam edecek gibi gözüküyor ancak Yeni Zelandalıların kupanın savunucusu olarak kural belirleyici konumlarından kaynaklanan avantajlarını sonuna kadar kullanacaklarına da şüphe yok.

Dergimizi abone olarak ya da Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasını IOS ve Android tabanlı tablet ve telefonlarınızdan indirerek okuyabilirsiniz.