Yanlış planlama yüzünden zar zor yetiştirdiğimiz gençler kaybolup gidiyor. Daha sporcu olamadan sporu bırakıyorlar. Umarım bir an önce bu konuyla ilgili somut birtakım gelişmeler duyarız.
Olimpiyat oyunlarının yapıldığı yılları takip eden yıllar, olimpik sınıflara yeni başlayanlar ya da arzu edilen derecelere ulaşamayanlar için mükemmel fırsatlar sunar. Kafaca yeniden toparlanmak ve kaybedilmeye yüz tutmuş motivasyonu canlandırmanın en iyi yolu kürsüde bitirilen bir kaç yarıştır. Nispeten daha zayıf olan filolar, hem bu toparlanma sürecini hızlandırır hem de yeni başlayanlar için daha az kırıcı bir ortam sağlar. Bundan sonraki sezonlar olimpiyatlar için çok daha ciddi olacağından, özellikle bizim gibi yelkende çok da ileri olmayan ülkelerin sporcuları için kaçırılmaz bir fırsattır. Bizim sporcularımız da bu dönemi gayet başarılı geçiriyorlar. Yapılan olimpik haftalarda gelen kürsü haberleri hepimizi gelecekle ilgili ümitlendiriyor. Başarıların artarak sürmesini diliyorum.
Olimpik yelken geçmiş yıllarda sadece batılı ülkelerin tekelinde gibi görünürken, Asya ve Güney Amerika ülkelerinin yaptıkları yatırımlar sonucu çok daha geniş bir coğrafyaya yayıldı. Olimpiyat kotasının aynı kaldığını düşünürsek, yıllar geçtikçe sporcularımız için olimpiyat kotası almak daha da güçleşecek.
Spor teşkilatımızın olimpik temsile ne kadar önem verdiği ortadayken, bugün sahip olduğumuz olanakları korumanın yanı sıra sayıyı artırmak için uzun vadeli planlar yapmamız gerekiyor. Ülkemizde pek popüler olmayan olimpik sınıflara da önem verip, yetenekli sporcularımızı bu yönde çalıştırmalıyız. Olimpik sınıf sayısını artırdıkça temsil şansımızın da artacağını düşünüyorum. Ne zaman yelkenle ilgili sosyal medyada, bir haber ya da tartışma çıksa hep optimistlerle ilgili oluyor. Bunlar ya yarışta yaşanan problemler, ya milli takım seçme kriterleri ya da benzer sorunlarla ilgili. Bu yakınmaların da çoğunluğu sporcu velisi kaynaklı. Hep merak ediyorum, acaba bir kez olsun gelecekle ilgili bir yakınma olacak mı diye! Düşünürsek optimist süper bir yelken yarışcılığı öğrenme sınıfı, amaç geleceğe sporcu yetiştirmek. Bizde ise tüm enerji optimistle başlıyor, optimistle bitiyor.
Sporumuzun en önemli problemlerinden birinin ara sınıf eksikliği olduğuna inanıyorum, Laser 4.70 ya da 4.20’nin bu açığı dolduramadığına inanıyorum. Zar zor yetiştirdiğimiz gençler kaybolup gidiyor. Daha sporcu olamadan sporu bırakıyorlar. Benim kuşağım o yaşlarda iken Cadet sınıfı vardı, birçoğumuz Cadet’ten yetiştik. Bu sınıfın en güzel tarafı ise flokcu yetiştirmesiydi. Tek kişilik sınıflar çok ekonomik olmasına rağmen, her yelkencinin illa dümen tutması bir koşul değil. Optimist sınıfından çıkan gençlerin değişik fiziksel gelişimler göstermesi, Laser 4.70 gibi teknelerin pek de bu iş için uygun olmadığının bir göstergesi. Umarım bir an önce bu konuyla ilgili somut bir takım gelişmeler duyarız.
Provezza ekibi başarı kervanını Miami’de de sürdürdü, Key West’te kıl payı kaçan kürsü, Miami Royal Cup’da yakalandı. Filonun hep ilk dört-beş sırasını kovalayan bir ekip oluşturdular. Bu başarının yarısı diğer bir spor dalında gelse, sanırım yer yerinden oynardı. Başarıları daim olsun.
Mayıs America’s Cup ayı, sanırım tüm yelken severler nefeslerini tutmuş bu yarışı bekliyorlar. Özellikle Yeni Zelanda takımının bisiklet benzeri grinder sistemini büyük merakla bekliyorum. Başarılı olurlarsa bir büyük yenilik daha sporumuzun içerisine katılmış olacak.
Adil ve kolayına rüzgârlar dilerim. MBY