Bosphorus rüzgarı

Bosphorus rüzgarı

Yeni parkurlarla tanıştığımız, yabancı ekiplerle genişleyen Bosphorus Cup, iniş çıkışlarına rağmen gelecek yıl kutlamayı planladığı 25’inci yaşına umut taşıdı.

Kurulduğu ilk günden beri J70 sınıfını zevkle takip ediyorum. Yurtdışındaki benzerleri gibi yönetilen filo büyüyerek gelişiyor. Arif Gürdenli, yeni sezon planlarına beni de katmak istediğini söylediğinde çok heyecanlandım. Arif’in taktik ve anayelkencilik yapacağı ekipte ben de dümen tutacağım. Buğra, üç numarada; Efe ise dört numara. Tekneye alışık olmadığım için Arif beni Youtube video bombardımanına tuttu, özenle oluşturduğu bilgi arşivini paylaştı. Sportsboat filosunun 13-14 Eylül’de yapılan yarışlarına kaydımızı yaptırıp ilk kez birlikte denize çıktık. Hava kuzeyden 12-16 knot arası esti. Pupada çoğu zaman planingde uçuşarak gittik. Teknenin açılarını ve ideal hızlarını öğrenmeye çalıştım.

Her teknenin ayrı bir kullanma karakteri var; bazıları dümen hareketini pozitif olarak algılarken J70 gibi tekneler olabildiğince az dümen hareketini seviyor. J70 Türkiye trofesinin son iki ayağı hedef yarışlarımız. Ayvalık katılacağımız ilk yarış ve benim hiç yarışmadığım bir parkur. 10-12 Ekim tarihlerinde yapılacak yarışa bir gün öncesinde gidip antrenman yapmayı planlıyoruz.

***
Yılın en prestijili yarışı Bosphorus Cup da 18-20 Eylül tarihleri arasında yapıldı. Geçen yıllardan farklı olarak bu kez yarışlar Perşembe-Cumartesi günleri arasında yapıldı. Yabancı katılımcıların Pazar günü geri dönüş yapma istekleri bu değişikliğe yol açtı. Ana sponsorun olmaması kayıt ücretlerinde yüksek artışa neden olunca, birçok yerli ekip bu yılki yarışa katılmamayı tercih etti. Yerli ekiplerin soğuk yaklaşımına rağmen 52 tekne parkurdaydı. Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Rusya’dan katılan ekipler yarışın Balkan Şampiyonası’na benzemesine yol açtı. Yabancı katılımların geçmişe göre çok daha üst düzey olması da dikkatlerden kaçmadı.

Deneyimli bir PRO’nun yarış kalitesini nerelere çekebildiğini de bir kez daha deneyimledik. Baş hakem Nino Shmueli, sade ve etkili yönetimiyle yarışçılara çok keyifli anlar yaşattı. Daha önceki yıllarda kullandığı Zeytinburnu parkuruna, bu yıl Büyükada-Dragos arasında kurulan parkuru ekledi. Bizler tüm yarışlarımızı Fenerbahçe, en fazla Caddebostan parkurunda yaparken, ülkemize dışarıdan gelen bir PRO kendi evimizde bizleri birbirinden keyifli yeni parkurlarla tanıştırdı. Eminim daha birçok parkura sahibiz, nedense denemekten ve çaba göstermekten kaçınıyoruz.

Yarış doğru periyoda çekildiğinden rüzgâr şansı yanımızdaydı. Mayıs ayında yapılan geçmiş yarışlarda birçok kez rüzgârsızlıktan yakınılırken, eylül ayında yapılanlarda rüzgâr fazlasıyla vardı. Perşembe ve cuma günleri düzenlenen yarışlarda esen 20 knot civarı rüzgâr çok çekişmeli ve renkli mücadelelere olanak verdi. Cheese ekibi olarak bu yarışa Nescafe sponsorluğunda katıldık. Genel klasmanda daha önceden de tanıdığımız Rossko Racer ve Asterisk Coca Cola içeceğin yanına bu yıl Bulgar ekibi About Time da katıldı. Rossko Racer teknelerinin reyting avantajını akıllıca kullanarak, atılmayan Boğaz etabındaki kötü derecelerine rağmen trofenin ilk yurtdışı kökenli sahibi oldu. Geçen yıl son gün Arkas ekibine karşı kaybettikleri trofeyi, gelecek yıla kadar evlerinde tutacaklar.

Bulgar ekipleri uzun süredir Bosphorus Cup’a katılıyorlar. Bu kez ise hem tekne (Swan 42) hem de profesyonel yarışçıların da yer aldığı deneyimli ekipleriyle bence yarışların yıldızıydılar. Hep filonun önünde kalmayı sürdürürken, her hava koşulunda stratejilerini başarıyla uyguladılar. Startı rüzgâraltından yaptılar, şamandıraya doğru olan rotada uzun süre iskele kontra gittiler ve şamandıraya yaklaşırken kalan kısa mesafede (1/5) rüzgâr değişimlerini iyi okuyarak rüzgâr dönüşlerine hem orsada hem de pupada riayet ettiler. Ders niteliğinde yarıştılar.

Bizlerse havanın bu kadar çok esmesinden pek yararlanamadık. Farr 40’lar büyük yelken alanları ve hafif deplasmanlarıyla 12 knot sonrasında yelkenlerin kuvvetinden feragat edilmesini gerektiriyor. Koşullar böyle olunca hız açısından Rus ve Bulgar ekiplerle ilk iki gün baş edemedik. Asterisk’le Farr 40 Şampiyonası tadında yarışırken, genel klasmanda parlak dereceler alamadık. Son gün Boğaz etabında seriyi kazanma şansımız kalmamıştı. Yarışlara adını veren son etabı, her zaman keyifle yarıştığımız Boğaz parkurunda kazanmak ekibi sonsuz motive etti. Starttan itibaren önde götürdüğümüz etabı kazandık. Gelecek yıllar için motivasyonumuzu yüksek tutuyoruz.

Bosphorus Cup, tüm zorluklara rağmen bugünlere başarıyla geldi. Gelecek yıl 25’inci kez yapılacak. Güçlü sponsorlar ve büyük katılımla uluslararası alanda ses getireceğine inanıyorum.

Adil ve kolayına rüzgârlar dilerim.