J70 filosundan yat yarışlarına, Eker Olympos Regatta denizciliğimizin ufkunu bir kez daha genişletti; rüzgârı adil, rekabeti dostane, heyecanı unutulmaz kıldı.
Ağustos ayında bizlere müthiş bir yelken festivali yaşattı Eker Olympos Regatta. Sevgili Nevra Eker ve Ahmet Eker uzun yıllardır yelken sporunu hem yarışarak hem de yarış organizasyonları düzenleyerek destekliyorlar. Salma omurgalı teknelerden J70’lere, match race’ten yat yarışlarına kadar geniş bir yelpazede müsabakalar düzenleniyor. Organizasyon muhteşem bir destekle hızla büyüyor. Yakın gelecekte bölge ülkelerdeki sporcuların da ilgisini çekeceğini düşünüyorum.
Yelken yarışlarında en büyük yakınmalarımızdan biri medyatik olamayışımızdır. Seyirci sporu olmayan yelken, gazetelerde, televizyonlarda pek yer bulamaz. Eker Olympos Regatta, bu sorunu Youtube üzerinden naklen yayın yaparak çözdü. J70 filo yarışlarının son gününde yorumculuk görevi bana düştü. Eurosport’taki bisiklet yayınlarından sesini tanıdığım, yorumcu Emre Köseoğlu’yla çok keyifli bir yayın yaptık. İşin acemisi olduğumdan Emre beni sık sık yönlendirdi. Kameralardan gelenler ve dijital görüntülerin birleştiği önümüzdeki iki ekranda yarışı yakından izleyebilme şansına ulaştık. Çok keyifli bir deneyim oldu. Bugüne dek hep, dışarıdan biri izleyip koçluk yapsa ne müthiş olurdu derdim, doğruymuş. Başarılı yarışçıların en önemli özelliği teknenin içerisindeyken dışarıdan görüyorlarmışçasına kararlar verip yarışabilmeleri. Bu yetenek fark yaratıyor.
Yorumladığım yarış J70 filo yarışının son günüydü. Sevgili Onur Erardağ’ın Team Nautica ekibi güne önde başladı, Tenzor ve Cheese ise lider ekibe çok yakındı. Nefes kesen yarışların son ayağına kadar kazanan belli değildi. Görmeye alışık olmadığımız şekilde, son birkaç yüz metrede kazanan ekip belli oldu, heyecandan konuşamadım bile. Emre, Tour de France sprint finiş deneyimi sayesinde olanları heyecanla izleyenlere aktardı. Tenzor ve Cheese ekipleri son yarışın son ayağındaki performanslarıyla birinci ve ikinci sırayı alırken, son pupaya serinin lideri olarak giren Team Nautica üçüncü oldu.
J70 filosunun yelkenciliğimiz için büyük bir kazanç olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar üst düzey takımlarla diğerlerinin araları bir hayli açılsa da filonun üst kısmında kanama mücadeleleri olurken, orta ve daha altta da iyi pozisyon alma uğraşısı sürüyor. Ekipler daha iyi olabilmek için imkanlar dahilinde çaba gösteriyorlar. Sonbahar kış sezonunda Arif Gürdenli’nin ekibinde J70 filosuna dönme planları yapıyorum. Teknenin atletik ihtiyaçlarını karşılayabilir miyim açıkçası bilemiyorum, bir iki antrenman sonra ortaya çıkacak.
Bosphorus Cup’a Cheese ekibi olarak Nescafe Xpress sponsorluğunda katılıyoruz. Güçlü bir ekiple podyumun en tepesini hedefleyerek hazırlanıyoruz. Her yıl olduğu gibi, kazanmanın yanında katılmanın da çok değerli olduğu, yılın en çok beklenen yarışı. Güzel bir rüzgârda harika yarışlar olur umarım.
Adil ve kolayına rüzgârlar dilerim.
