Beş aylık Buenos Aires maceramız bitti ve Uruguay Colonia’ya döndük. Buenos Aires bize neler kattı, 40 millik nehir seyrimiz nasıl geçti ve Uruguay’da bizi nasıl bir hayat bekliyor? Bu ayki konularımız bunlar olacak.
Yazı: Maral Ceranoğlu Fotoğraflar: Uğur Yavaş – Maral Ceranoğlu
Konforlu bir kış geçirmek ayrıca teknede tamirat yapmak için gittiğimiz Buenos Aires’ten havaların ısınması ve turistik sezonun başlamasıyla beraber kendimizi Uruguay Colonia’ya attık. Buenos Aires’te planladığımız tamiratın çok küçük bir bölümünü gerçekleştirebildik. Önce Türkiye’ye yaptığımız ziyaret, sonrasında Milo’nun doğumuyla, haddinden uzun bir süre boyunca ertelenen işlerimizi hâlâ halledemedik.
Bunlar aslında biriken rutin bakım işleriydi. Önceliği pencerelerimizin bakımına vermiştik. İngiliz ölçüsünde bronz vida bulamayışımız bu işi yapmamıza engel oldu. Aslında Uğur’un belinin sakatlanması her şeyi zaten üç ay aksatmıştı. Her pozisyona girememesi, işlerimizi elememize neden oldu. Bronz pencerelerimize ise krom vida takmak zorunda kaldık. Artık yaz boyu bir şeyler yapmaya çalışacağız.
Buenos Aires’te San Fernando Yat Kulübü
Nehir kenarında, sadece kendi üyelerine açık bir spor kulübü Club San Fernando. Biz bir üyenin davetiyle kabul edildik. Bedava kaldığımız düşünülmesin, aylık 300 dolara yakın bir para ödedik. Bu en ucuz seçenekti. Çünkü kulübün nehir kenarı olan kısmında değil, kıyısının karşısında yer alan kulübe ait adada, kazıklara bağlı yerde kaldık. Ana karada olmayışımızın dezavantajı, yarım saatte bir çalışan servis teknesine bağımlı kalmaktı. Ama bu ağaçlık, futbol ve rugby sahalarının olduğu adada tamamen yalnızdık. Çayır, çimen, manzara hepsi bizimdi. Geniş mangal alanlarında piknikler yaptık, Milo’yu çayır çimene güvenle saldık, ben havalar güzelleştikçe kendimi yogaya verip ağaç gölgesi altında biraz hareket ettim.
Dut ağacındaki tüm dutları yedik, şezlonglarda uyukladık, kuş gözlemledik. Tahmin edersiniz, havalar ısındıkça bu muhteşem yer hem sıcaktan hem de sivrisinek bakımından dayanılmaz bir yere dönüştü. Malum suya atlamak da pislikten pek mümkün değil. Bunun yanında elektriğimizin olması, elektrikli el aletleriyle çalışmamızı kolaylaştırdı. Şimdi Colonia Limanı’nda tonozdayken maalesef bu aletleri kullanma şansımız yok. Uğur kaptan bu günlerde iskeleye bağlanıp elektrik almaktansa ufak bir jeneratör almayı daha ekonomik buluyor. Ama tahmin edersiniz teknede pek yer yok. Bir jeneratör alırsak yeri neresi olacak, inanın bilemiyorum.
Ağaçların arasında, nehrin kuytu noktasında geçirdiğimiz kış boyunca ne rüzgârdan ne de dalgadan etkilendik. Hava durumunun nispeten daha az önemli olduğu böylesine güvenli bir limanda olmayı özlemişiz. Gelin görün ki kışın Colonia Limanı’nda öyle büyük fırtınalar olmuş ki, tonozundan kopan tekneler kıyıya vurmuş.
Cahil Cesareti‘nin Uruguay’a dönüş yazısının devamını Ocak 2018 sayımızda okuyabilirsiniz.