Sabah güverteye kahvemizi içmek için çıktığımızda, limana bir katamaranın girmiş olduğunu görüyoruz. Her ne kadar dev, havalı görünse de bir paçozluk var. Uğur, “Bunlar da uzun yol teknesi, haydi gidip tanışalım” diyor…
Yazı: Maral Ceranoğlu Fotoğraflar: Uğur Yavaş – Maral Ceranoğlu
Peter ve Geraldine, katamaranları Witblitz’le Güney Afrika’dan Brezilya Ilheus Limanı’na dört yıl önce varmışlar. Onlar da bizim gibi kısa süreliğine geldikleri Uruguay’da tahminlerinden çok daha uzun kalmışlar. Bizi ve onları Uruguay’da tutan şartlar farklı olsa da, Uruguay’la ilgili kanılarımız ortak. Biz de, onlar da Uruguay insanından çok etkilenmişiz. Şimdi ise, Patagonya’ya doğru yola koyulmuşlar. Bir sezondan uzun orada vakit geçirmeyi planladıkları için, alelacele sezon başı (Aralık) gibi orada olmak gibi bir hedefleri olmamış, zaten ortalama hızları bizimkine kıyasla oldukça yüksek, iki günlük uygun hava koşulları, pasajlar için yeterli. Belki 10 gün içerisinde Isla de Estados’da, Beagle Kanalı girişinde olabilirler.
44 feet’lik bu katamaranı gördüğümüzde, dikkatimizi çeken ilk şey direği. Tuhaf bir metal konstrüksiyon, ayrıca teknenin bumbası da yok. Uğur meraktan çatlayacak. Sonunda kaptan Peter’la tanışıyoruz ve tabii güzeller güzeli eşi Geraldine’le de.
Kıyıya çıktığımızda, Geraldine’nın ev yapımı sabun ve kremlerden oluşan tezgahını görüp, hemen yanına gidiyorum, benim de Milo’ya pişik kremi yaparak başladığım yeni merakım krem yapmak. Geraldine de sırlarını benimle paylaşıyor. Teknelerine davet ediliyoruz. Uğur’un elinde fotoğraf makinesi, benim elimde kağıt-kalem ziyarete gidiyoruz. Uzun zamandır teknede yaşayan insanlarla tanışmadık. Uruguay’da geçirdiğimiz süre boyunca karada yaşayan insanlarla kaynaştık. Özlemişiz deniz, tekne muhabbetini. Direğin hikâyesini hemen öğreniyoruz. Buranın meşhur fırtınası “Pampero” direklerini kırmış. En sağlam ve ucuz çözümü de, pratik düşünüşüne hayran kaldığımız kaptan Peter, elektrik direğinde bulmuş.
“Peki ya bumba? Bumba nerede? Niye yok?” Bunun da cevabı hemen geliyor. Katamaran, çok daha geniş olduğu için, anayelken iskotaları için kullanılabilecek araba düzeneği güverteye yerleştirilebiliyor. Bizim gibi tek gövdeli tekneler için bumba şart, ne de olsa orsa seyri yapmıyorsak, yelkenin güngörmez köşesi tekne alanının hep dışında kalıyor, bu da yelkene doğru şekli verebilmek için bumbayı vazgeçilmez kılıyor. Düşününce, katamaran için temel bir gereklilik olmadığını anlıyorum. Neticede ne kadar az malzeme, o kadar basitlik.
Uruguay’da Afrikalı bir katamaran yazısının devamını Şubat 2018 sayımızda okuyabilirsiniz.