Tirhandil Peşinde Vagante’ye

Tirhandil Peşinde Vagante’ye

Vagante-Taka Design

Yedi düvelde başıboş dolaşmak isteyen, denizci bir babayla büyümüş bir işadamının, Sinan Pulat’ın çocukluğundaki tirhandili ararken geldiği nokta Vagante. Tanju Kalaycıoğlu imzalı bu “modern gulet” ile hem yelken yaptık hem de sohbet ettik.

Röportaj: Selcen Tanınmış Fotoğraflar: Osman Uğur

Türkiye’nin uluslararası isimlerinden biri Osman Tanju Kalaycıoğlu. Yaptığı tekne tasarımlarıyla ödüller alan, dünya çapında ünlü aktörlerden iş adamlarına kadar birçok ismin teknesinde imzası olan Kalaycıoğlu ile sahibi olduğu Taka Yacht Design’dan suya inen 70 no’lu tasarımında, Vagante’de biraraya geldik. Vagante genç ve denizci bir aileye sahip işadamı Sinan Pulat için tasarlandı, Huzur Yat Tersanesi’nde imal edildi. İç mimarisini ise İngiliz tasarımcı Stephen Huish üstlendi.

Tekne sahibi dahil herkesin uyum içinde ve bilinçli isteklerle buluştuğu proje kendini hemen belli ediyor. Sinan Pulat’ın tirhandil peşinde koşarken Tanju Kalaycıoğlu ile biraraya gelmesi, onu bir başkasının teknesiyle ilgilenmeye ikna etmesi, ta çocukluk yıllarına uzanan “bağların” ortaya çıkması Vagante’nin hikayesinin yapı taşları. İtalyanca “başıboş” anlamına gelen Vagante ile Sinan Pulat tüm ailesinin de ara ara katıldığı bir dünya seyahati düşünüyor.

Sinan Bey Vagante sizin dördüncü tekneniz. Vagante’ye gelene kadarki süreçte deniz ve teknelerle nasıl bir ilişkiniz oldu?
Benim çocukluğum rahmetli babam Yüksel Pulat’ın teknesinde geçti. Küçük bir tirhandilimiz vardı. İnsanın çocukluğu mutlu geçince hep onu arıyor. Ben de hep bir tirhandilim olsun istiyordum. Babam 1991 senesinde vefat etti, etmeden bir yıl önce ise tekneyi satmıştı. Sonra ben okulu bitirdim, kendi işimi kurdum ve hep o babamın teknesini aradım. Fakat satılmış ya da kaybolmuştu, bulamadım. Sonra bir gün “Amacım denize çıkmak, o tirhandile sahip olmak değil “ dedim ve 2006 senesinde gidip yelkenli bir Jeanneau 42 aldım.

Vagante - Sinan Pulat / Tanju-KalayciogluTirhandil fikrine veda mı ettiniz?
Tam öyle olmadı. Teknem Kalamış Marina’da duruyordu, bir gün adadan dönüyoruz, marinaya giriş yaptık, bir baktım karşımda tam aradığım tirhandil. Gittim sahibiyle tanıştım, “satar mısın” dedim, olmadık bir fiyat söyledi… 10 seneye yakın o teknenin peşinde koştum, bir türlü anlaşamadık. Ama o sırada da 42 ile geziyorduk. Ben son teknem olur diye düşünüyordum ama eşim ve ailem beni 2014 senesinde bir kumpasa getirdi, 42’yi satıp 57 feet Jeanneau aldık. Tamam bu artık benim son teknem, ömrümü sonuna kadar bununla geçiririm diyordum ki 2014 kışında tirhandili satın almayı başardım. Ama tekne batmıştı, denizin altından aldım.

Çok azimliymişsiniz! Suyun altından kurtardınız ve ne yaptınız?
Doğduğu yere Ağanlar tersanesine götürdüm. Babamın teknesini Çolak Erol yapmıştı, benim aldığım bu tekneyi de Çolak Erol’un oğlu yaptı. Tirhandil geleneksel denizci bir tekne, dolayısıyla geleneksel bir yelken donanımı olsun istiyordum. Randa yelken yapmak istiyordum tekneyi ama kim yapar diye araştırırken, bu işin mühendisliğini bilen Tanju Kalaycıoğlu var ama benim de öyle bir cesaretim yok, gidip kendi yapmadığı bir tekneye randa yelken isteyeyim.

Tanju Kalaycıoğlu ve Sinan Pulat ile Vagante’de gerçekleştirdiğimiz röportajın devamını Temmuz 2019 sayımızda okuyabilirsiniz.

Dergimize Abonelik Merkezi web sitesinden hızlı ve kolayca abone olabilirsiniz.