Hafta sonu rotaları Prens Adaları

Hafta sonu rotaları Prens Adaları

Yazarımız Ali Çiçekli doğup büyüdüğü yer olan Kınalıada’dan başlayarak Prens Adaları’nı anlatıyor. İstanbul’un incileri adalar hafta sonu kaçamağı için sizi bekliyor.

Yazı: Ali Çiçekli

Marmara Denizi bence yelkeni ve denizciliği öğrenmek için harika sular. Hem temmuz, ağustos aylarında meltem sabit bir hızla belirli bir açıdan esiyor, hem de kısa seyirlerle farklı adalara ve koylara ulaşabiliyorsunuz. Açıkçası yurt dışı yelken yarışlarını ve yarışa katılan tekne sayılarını ülkemizle karşılaştırınca, Marmara Denizi gibi elimizin hemen altında bulunan bir hazineden yararlanamamak beni hayrete düşürüyor. Herhalde bu iç deniz yurt dışında olsa yüzlerce teknenin yarışlara katılacağından eminim.

İstanbul’da teknesi olan denizciler için keyifli ve kolay bir rota olmasının yanı sıra, yelkene yeni başlayanlar ve hafta sonu kaçamağı yapmak isteyenler için tavsiye edeceğim yerleri beğeneceğinizi umuyorum. Şimdi Roma İmparatorluğu döneminde imparator ailesinden sürgün edilen kişilere ev sahipliği yapan Prens Adaları’na yakından bakalım.

prens_adalari_kinaliada
Kınalıada

Kınalıada- Proti

Adalardan ilki olan Kınalıada’nın eski ismi Proti. Proti “birinci” demek. Tarihi yarımadadan bakınca ilk ada olduğu için herhalde kendisine bu isim verilmiş. Bostancı ve Kalamış’tan sadece üç mil uzaklıkta olan Kınalıada kıyıları kuzey rüzgârlarına açık. Ayrıca tonoz olanakları da kısıtlı. Bu yüzden eğer gece konaklanacaksa adanın güney tarafında bulunan manastır koyu tercih edilmeli. Eğer bir öğlen yemeği için durulacaksa motor iskelesinde bir kayığın üzerine birkaç saatliğine bordalayabilirsiniz. Kınalıada Su Sporları Kulübü’nün marinasına yelkenliyle girmeye çalışmayın. En derin yeri yaklaşık iki metre olan balıkçı barınağında salmanızı bırakmak istemeyeceğinize eminim.

Kınalıada’ya indiğinizde ise çok şirin tamamı Adalılar tarafından işletilen mekânlar var. Eğer iyi bir kahve ve müzik tercih ediyorsanız ilk tavsiyem İki Kapı Cafe olacak. Mekân gazetenizi alıp dinlenmek için ideal. Eski bir adalı olarak eğer iyi bir yemek istiyorsanız benim tercihlerim ise şunlar; adanın bence en keyifli meyhaneleri Çınaraltı’nda. Yıllardır burada hizmet veren Çınaraltı restoran kalite standardını uzun süredir koruyan en güzel mekânlardan biri. Selçuk’un Cunda’s Pub’ı ise eğer Yunan müzikleri dinlemek ve samimi bir ortamda dinlenmek istiyorsanız düşünmeden oturacağınız bir yer. Adanın en eski restoranlarından Mimoza ise sizlere gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğimiz başka bir mekân. Eğer Ermeni mutfağı ve mezelerini tatmak istiyorsanız Jash hem deniz kıyısında olması hem de özenli işletmesi ve servisiyle tercih edebileceğiniz restoranlardan biri.

Efsaneye göre Sultanahmet’ten başlayıp önce Kadıköy’e sonra Adalar’a ulaşan ve Bizans döneminden kalan bir tünel varmış. Bu tünel hiçbir zaman bulunmamış. Bulabilir misiniz bilmiyorum ama Kınalıada’da bir yürüyüş yapmak isterseniz adanın kiliseleri ve manastırları oldukça eski ve tarihi açıdan görülmeye değer yerler. Örneğin adanın tepesindeki manastırdan adanın arka tarafına kaçış yolu olarak kullanılmak üzere bir tünel olduğu ve bunun sonraları kapatıldığı söylenir.

Prens Adaları'nın incisi Burgazada
Prens Adaları’nın incisi Burgazada

Burgazada- Antigoni

Burgazada rotamızdaki ikinci ada. Denizciler için en önemli avantajı poyrazı kesen ve doğal bir marina görevi gören Kaşık Adası’nın (Pita) yakınında olması. Unutmadan, Kaşık Adası’nda yerleşim var ancak özel mülkiyet olduğu için adaya çıkamıyorsunuz. Burgaz’ın sahil şeridini dolduran restoranların Kaşık Adası önüne atılmış tonozlarına rahatlıkla bağlanabilir veya demirleyebilirsiniz. Restorandaki çalışanlar ise sizi görür görmez son sürat botla karaya çıkarmak üzere teknenizin yanında bitiveriyorlar. Dolayısıyla karaya çıkmak sorun değil.
Burgaz, bence Sait Faik’le özdeşleşmiş bir ada. Sait Faik öldükten sonra Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlanan ve müze olarak kullanılan evi ziyaret edebilirsiniz. Yeme içme için ise çok fazla alternatif var. Eğer biraz daha sakin ve kalabalıktan uzakta olmak isterseniz tercihiniz iskelenin sağ tarafında bulunan Yasemin olmalı. Hemen restoranın önünde kendi tonozları da bulunuyor. İskelenin solunda ise sıra sıra dizilmiş restoranlardan ise herhangi birine oturabilirsiniz. Açıkçası fiyat ve kalite açısından bence çok büyük farklar yok aralarında. Ancak isminden mi bilmiyorum Antigoni’yi daha çok severim. Ayrıca Burgaz yaz kış açık restoranlarıyla dört mevsim hizmet veren bir ada. Adanın arkasına doğru yelken seyrinize devam ettiğinizde ise Kalpazankaya’ya ulaşacaksınız. Kalpanzankaya’da da benzer şekilde tonozlar ve bot servisi bulunuyor. Bence İstanbul’da yaşıyorsanız illaki denizci olmanız gerekmez Kalpazankaya’da bir güneşi batırın derim. Birçok yelkenci ise öğle yemeği için Burgaz’ı tercih ediyor ve yarışlardan sonra gene en çok tercih edilen ada da burası.

Sivri ve Yassıada

Rotamızdaki üçüncü durak ise Sivri (Oxis) ve Yassıada (Plati). Bu iki küçük adada yerleşim yok. Yassıada ise çeşitli amaçlarla tarih boyunca kullanıldı. Önce askeriyenin konuşlandığı ada daha sonra İstanbul Su Ürünleri Fakültesi’ne ev sahipliği yaptı. Şimdi ise inşaatların devam ettiği ada etrafında gece konaklanacak ve demirlenecek bir yer yok ancak etrafında bir tur atabilirsiniz. Hemen karşısındaki Sivriada ise geçmişte İstanbul’un taş ocakları olarak kullanılmış. Osmanlı zamanında sokak köpeklerinin toplanarak bu adaya terk edildiği çeşitli kaynaklarda yazıyor. Ada taşocağı olarak kullanıldığı için büyük ve korunaklı bir mendireği ve iskelesi var. Yerleşim olmayan bu adada bir gece konaklamak isterseniz kıçtan kara olabilir veya bordalayabilirsiniz. Hafta sonları biraz kalabalık olsa da yer bulmanın sorun olmayacağını düşünüyorum. Sivriada’da dikkat edilmesi gereken nokta marinaya girerken iskelenizde döküntü ve topuklar var, ortalayarak girmeniz gerekiyor. Ancak içerisinde derinlik sorununuz yok. Gece rüzgârın durumuna göre solugan alabiliyor. Bu durumda bordalamak yerine kıçtan kara olursanız rahat uyursunuz. Sivriada’ya ayrıca İstanbul’dan dalış kursları öğrencilerine antrenman yaptırmak için de geliyorlar.

Heybeliada
Heybeliada

Heybeliada-Halki

Prens Adaları etrafındaki seyrimize devam ederken dördüncü durağımız ise Heybeliada (Halki). Heybeli hem çok yeşil hem de yaz kış yerleşim olan, kışın da canlı bir ada. Denizciler için ise en ideal demirleme yeri adanın güney kıyısında bulunan Çam Limanı. Güney rüzgârlarına açık olan bu liman kuzey rüzgârlarına ise tamamen kapalı. Burada küçük bir not düşmem gerekiyor; denizci olmak, deniz adabına uymak, diğer teknelere saygı göstermek bence deniz kültürünü içselleştirmiş olmanın en temel göstergesi. Yazın Çam Limanı o kadar kalabalık olabiliyor ve bazı tekneler o kadar yüksek sesle müzik dinliyor, konuşuyorlar ki bu durum rahatsız edici olabiliyor. Dolayısıyla gece konaklamalarında eğer rahat bir uyku uyumak istiyorsanız demirleyeceğiniz yere dikkat etmelisiniz. Heybeliada’da eğer kuzey rüzgârı çok kuvvetli değilse Su Sporları Kulübü’nun önünde de demirlenebilir. Ancak gece konaklamaları için çok uygun değil. Eğer bir yürüyüşe çıkmak isterseniz, yeşil ve keyifli bir yürüyüş parkuru veya bisiklet turu sizi bekliyor. Yürüyüş esnasında manastırları ziyaret etmeyi unutmayın. Eğer adada bir otelde konaklamak istiyorsanız Halki Palas’ı tavsiye edebilirim.

Prens_adalari_buyukada
Büyükada

Büyükada-Prinkipo

Son ve en büyük ada olan Büyükada (Prinkipo) adı üzerinde en büyük ve yerleşimin en fazla olduğu ada. Açıkçası yelken seyrinde konaklama için çok uygun bir ada olduğunu düşünmüyorum. İskelenin sol tarafına doğru yaklaşık bir mil uzakta bir barınak olsa da gece konaklaması için çok uygun bir ada değil. Ancak size gene çok sevdiğim bir restoran olan Herman’ın yerini tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Adanın batı tarafında bulunan restoranın tonozları bulunuyor ve sizi botla karaya çıkartıyorlar. Kısa bir tırmanıştan sonra manzara muhteşem ve lokantanın kalitesi bence çok iyi. Teknenizle konaklamak için ise ben ada etrafında bir tur atıp Sedef Adası (Antirovithos) ve Tavşan Adası’nı da gördükten sonra gene Çam Limanı’na dönmenizi öneririm. Adada turistik anlamda görülecek birçok yer var. Karnınız acıkırsa atıştırmalık için Altınfıçı’yı ve Aya Yorgi’nin lokantasını tavsiye ederim.
Sedef Adası (Antirovithos) üzerinde yerleşim olan bir ada. Adanın güneye bakan ucunda gene tonozlar var. Elio Sedef şık bir restoran ancak fiyatı bence biraz yüksek. Tavşan Adası veya Balıkçı Adası (Neandros) olarak geçen kaya parçası ise denize girmek için tercih edilebilir ancak üzerinde yerleşim olmayan çorak bir ada olduğu için konaklayacağınız veya demirleyeceğiniz bir yer yok. Bu adaya da tıpkı Sivriada gibi İstanbul’dan kursiyerler dalış yapmak için geliyorlar.

 

Dergimizi okumak için Abonelik Sayfası‘ndan abone olabilir, Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasını IOS ve Android tabanlı tablet ve telefonlarınızdan indirerek okuyabilirsiniz.