Büyük Yolculuğa Hazırlık

Büyük Yolculuğa Hazırlık

Atlantik Geçiş Hazırlığı

Atlantik geçişi birçok deniz tutkununun hayallerini süslüyor. Peki böyle bir uzun ve zorlu bir yolculuğa nasıl hazırlanmak gerekiyor?

Yazı ve Fotoğraflar: Ali Çiçekli

2016 yılının kasım ve aralık ayları içerisinde Atlantik Okyanusu’nu tanımadığım dört İspanyol denizci ile birlikte 24 günde geçtim. Her yıl bu mevsimlerde birçok denizci hayatlarının geri kalanında kendilerinde derin izler bırakacak bu maceraya atılıyor. Ancak benim gibi 20 yılı aşkın süredir aynı uluslararası danışmanlık firmasında çalışan bir mühendisin konfor alanından çıkıp bu yolculuğa atılması tahminimden daha fazla ilgi çekti. Bu yolculuğun hayatımın geri kalanına dair planlarımı ve duygu dünyamı bu kadar değiştireceğini bilsem kesinlikle çok daha önce yola çıkardım.

Toplantılardan, e-postalardan, durmaksızın çalan telefonlardan, hiçbir zaman hiçbir şeyin yeterli olmadığı ve bir o kadar da acil olduğu, stresli ve sürekli koşturmacalı dünyadan kendimi dışarı daha erken çıkartır, rutinimin ve ne istediğimin muhasebesini çok önceden yapardım. Günlük yaşamlarımızda kafamızı meşgul eden sorunları en azından belirli bir süre karada bırakma fikri bile inanın oldukça rahatlatıcı.

İş, arkadaşlar, aile, eş, çocuklar, okul, parasal konular, evlerimizi paylaştığımız kediler, köpekler gibi hayatımız süresince aldığımız ve rutinimiz haline gelen kararlarımızı sorgulamak için doğru zaman ne zaman? İşte bende üzerinden üç yıl geçmesine rağmen beni hâlâ çok heyecanlandıran Atlantik geçiş macerama ilişkin anılarımı bu yazıda paylaşırken böyle bir maceraya hazırlanan denizci dostlarla ‘Atlantik geçişi planlamaya’ ilişkin tecrübelerimi aktarmak istedim.

Ali Çiçekli

Güneşin batışına yelken açma fikri çok çekici ancak evin kapısını kilitleyip günlük rutinimiz dışına çıkmak ciddi bir planlama ve hazırlık sürecini birlikte getiriyor. Atlantik geçişi sırasında karşılaştığım ve sohbetinden büyük keyif aldığım güzel insanlar ise doğru zamanın herkes için farklı olduğunu söylüyordu. Yakıt ikmali için durmak zorunda kaldığımız Cape Verde Adaları’nda karşılaştığım 5-6 yaşlarındaki erkek çocuğu ve köpeğiyle bu maceraya atılan genç kadın da emekli, fiziksel olarak yaşlı ancak ruhunu ve yaşama heyecanını diri tutmuş çift de okyanusun hissettirdiği aynı özgürlük tutkusunu ve her maceraperestin keşfetme isteğini paylaşıyordu. Marina Mindelo dünyanın çeşitli yerlerinden yelken açarak gelen insanların buluştuğu bir durak noktası. Gelen yelkencilerin duygu dünyaları ve hayatları bambaşka olsa da buraya gelme amaçları aynı ve bu beni heyecanlandırıyor.

Eğer siz de içinizde bu heyecanı hissediyor ve psikolojik olarak bu yolculuğa kendinizi hazır hissediyorsanız başarmak için yolun yarısından fazlasını geçmişsiniz demektir. Bu geçişi kafaya takarak, psikolojik olarak kendimi hazırlamam bu geçişin en zor kısmıydı. Bir kez karar verip odaklandıktan sonra her şey çorap söküğü gibi geldi. Uzun zamandır düşündüğüm ve çok istediğim bu yolculuk için düğmeye bastıktan sonra lojistik konuları düzenlemek zaman alsa da tahminimden kolay oldu. Bu macerayı ilk önce iki arkadaş olarak planlamış olsak da kendimi Yunanistan Halkidiki’de yaşayan ve tekne kiralama işiyle uğraşan -artık arkadaş olduğumuz- İsveçli Johanna‘nın yönlendirdiği e-mail ile ulaştığım dört İspanyol’la 1976 model bir teknede, Kanarya Adaları’ndan Lanzatore Adası’na Atlantik geçişi için tekneye alışveriş yaparken buldum. Açıkçası düşünce aşamasından harekete geçmem bu yolculuğun detaylarını düşünmeye ve somutlaştırmaya başladığım noktada oldu. Eğer sizin önceliğiniz farklıysa ve aklınızda sürekli soru işaretleri varsa henüz hazır değilsiniz demektir. Ancak ‘iki yıl içinde gidiyorum’ gibi net bir tarih belirlerseniz, o zaman odaklanmaya ve planlar yapmaya devam edebilirsiniz.

Atlantik geçişinin lojistik ve planlama süreciyle ilgili okuduğum kitaplar, makaleler, konuştuğum insanlar ve kendi tecrübelerimi birkaç başlıkta şöyle paylaşabilirim.

İŞ HAYATI

Herhalde okyanusun ortasında bu geçişten alacağınız keyfi ve mutluluğu en çok zorlayacak şey kafanızda işle ilgili sorunların teknede sizle beraber olmasıdır. Keşke çalışmadığınız bir dönemde bu geçişi yapabilseniz. Bunun çok mümkün olmadığı durumlarda ise şirketinizin sizi desteklemesi, birlikte çalıştığınız iş arkadaşlarınızın ve müşterilerinizin durumu doğru anladığından emin olmanız ve kesin zaman taahhütlerinde bulunmamanız çok önemli. Ben üç hafta içerisinde geri geleceğimi planlarken beş haftada ancak geri dönebildim.

Atlantik Geçişi ile ilgili yazımızın devamını Ocak 2020 sayımızda okuyabilirsiniz.

Aralık sayımıza Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasıyla hızlı ve kolayca ulaşabilirsiniz..