İnancınızı yitirmeyin – Rupen Meyhanecioğlu

İnancınızı yitirmeyin – Rupen Meyhanecioğlu

Yaşadığımız belirsizlikler dolayısıyla 2015-2016 sezonu için kötü senaryolar yazılıyor olsa da umudumuzu kaybetmemeliyiz.

Denizde olmak çok farklı bir his. Parmağınızın ucuyla denize bir kez dokunur ve bir daha kopamazsınız. Üstünüzdeki tuz kalıntılarını bile temizlemeden sıcacık bir çay içmenin keyfi hiçbir şeye değişilmez. Dünyanın en büyük özgürlüğü, mutluluğu budur bence. Çünkü bütün pozitifliklerin denizde başladığına inanıyorum.

Türkiye’de genel bir algı vardır. “En iyi tekne arkadaşının teknesi” ya da “Tekneyi bir aldığın gün, bir de sattığın gün mutlu olursun” diye. Bu algıyı değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Kişisel fikrim ilerleme kaydettiğimiz yönünde. Son yıllarda denizi gerçekten sevmeyi bilen, denizci olmaya niyetli insan sayısı giderek artıyor. Tekne alıcısı giderek bilinçleniyor. Sonuçta üç tarafımız denizlerle kaplı ve tekneciliğe çok müsait kıyılara sahibiz. Gelen yabancı turistler her zaman bunu söylüyorlar. Üstelik sezonumuzun uzunluğu da büyük bir avantaj.

Bütün bunlar bizleri birebir etkileyen şeyler. Son 20 seneye baktığımızda büyük bir değişim yaşandığı da açık. Hem ithalatçılar hem de kullanıcılar çok daha bilinçli bir şekilde hareket ediyor. Algı da değişti. Tekne sahibi olmak artık bir lüks olmaktan çıktı ve bu yaşam tarzı bir özgürlük olarak tanımlanmaya başlandı. Bütün bunlar sektörün büyümesini sağlıyor.

Önümüzde Pendik fuarı var. Fuarcılığa olan inancın yitirildiğine dair söylentiler duyuyoruz. Bunların geçici olduğuna inanıyorum. Şu anda tekne sahibi olmak isteyen ciddi bir potansiyel var ve hemen olmasa bile yakın zamanda kararlarını vereceklerdir. Bu kararı alma aşamasında fuarların ciddi bir etkisi oluyor. Sektörümüz adına yarattığı pozitif ortam bir yana alıcıların birçok modeli yan yana görebiliyor ve karşılaştırma yapabiliyor olması büyük bir avantaj sağlıyor. Zamanlaması doğru yapıldığında, lokasyonu doğru belirlendiğinde bu tür fuarların çok daha yararlı olacağına inanıyorum.

Konuk Yazar - Rupen Meyhanecioglu-
Tekne sahibi olmak artık bir lüks olmaktan çıktı ve bu yaşam tarzı bir özgürlük olarak tanımlanmaya başlandı.

 

Ancak bütün bu gelişmelere rağmen ülke olarak zor günler geçirdiğimiz de bir gerçek. Birlik, beraberlik ve hoşgörüye ihtiyacımız olan günler içindeyiz. 2015-2016 sezonu için yaşadığımız belirsizlikler dolayısıyla kötü senaryolar yazılıyor. Türkiye’deki politik ve ekonomik şartlar dolayısıyla bir yavaşlama beklediğimizi kabul edelim. Sonuçta tekne alacaklar öncelikle istikrarlı bir atmosfer arıyorlar. Ancak bunun kasım ayındaki seçim sonrasında sağlanabileceğini düşünüyorum.

Umutlu olmamak için hiçbir sebep yok. Dünya piyasasının açıldığını biliyoruz. Bu krizden ilk çıkan ABD oldu. Şu anda satışlar orada çok iyi gidiyor. Hatta tekne bulmak bile zorlaşıyor. Avrupa için de benzer bir şey söyleyebiliriz. Fransa, İtalya ve İspanya’da ciddi bir hareketlilik gözlüyoruz. Bu da sektörümüz için güzel haber. Cannes fuarında da bu gelişmenin emarelerini gördük. Beklentimizin çok üzerinde bir fuar geçirdik. Birçok modelimiz 2016 için tükenmiş durumda. Ciddi bir ilgi vardı ve fuar ziyaretçileri arasında gerçek tekne alıcıları çoğunluktaydı. Orada edindiğimiz izlenimlerle fikirlerimden emin oldum. Birçok kişi istikrarlı bir ortamın beklentisinde.

Biz umut etmekten vazgeçmiyoruz. Umudumuzu kaybedersek geriye elimizde bir şey kalmıyor. Zaten bu günlerde yapabileceğimiz en iyi ve en doğru şey umut etmek ve yaptığımız işe inanmak olacaktır.

Dergimizi abone olarak ya da Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasını IOS ve Android tabanlı tablet ve telefonlarınızdan indirerek okuyabilirsiniz.