Türkiye’de kaç tekne var?

Türkiye’de kaç tekne var?
Türkiye'de kaç tekne var?
Türkiye’de kaç tekne var?

Cevabı bir türlü netleşmeyen sorulardan biri Türkiye’de kaç tekne var olduğu… Her ortamda başka bir rakam çıkabilir… Marmara Üniversitesi’nin 27-28 Mayıs 2016’da düzenlediği sempozyuma sunulan bir bildiri bu soruya cevap veriyor. “VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu”na Sezar Atmaca tarafından sunulan “Amatör Sportif Denizciliğin Sorunları” başlıklı bildirinin bir bölümünü sizlerle paylaşıyoruz…

Amatör/sportif denizciliğin gelişebilmesi “deniz-tekne-insan” ilişkisini sığ sulardan kurtaracak, hevesi/merakı teşvik edecek (asgari) “olanakların” elde edilmesi/sağlanması ile mümkündür. Bu olanakları ana hatlarıyla şöyle özetleyebiliriz:

İnsan: örgütlenme, öğrenme olanakları. En önemli problem. Amatör/sportif denizciliği eşiti saymayan, destek sınıfı zanneden, porsun ambarında yer gösteren veya onun adına konuşan diğer denizcilik odaklarına karşı sadece adıyla değil, içeriğiyle/fikriyle/projeleriyle/iddiasıyla alanı temsil gücü olan; ilgili politikaların/mevzuatın oluş(turul)masında bahşedilmeyi değil, söz sahibi olmayı, hak aramayı hedefleyen “bağımsız” örgütlenmeler.
Zorlayıcı değil, eksikleri/zaafları gösteren, teşvik edici, öğrenme/öğretme olanakları. Belge değil öğrenilen/öğretilen bilgi değerlidir.
Tekne: üretim, edinme ve kullanma olanakları. Denizciliğin amatör/sportif yönünü besleyecek tekne tipleri üretimi. Tekne sayısını/çeşitliliğini arttıracak, tekne filosunun niteliğini yükseltecek üretim/ithalat ve bunların her keseye uygun fiyatlarla edinilebilmesi. Tekne alımını, kullanımını teşvik edici/basit mevzuat.

Dergimize Abonelik Merkezi web sitesinden hızlı ve kolayca abone olabilirsiniz.

Deniz: barınma, denize açılma olanakları. Denize açılmayı, teknelerin barınmasını kolaylaştıracak marina, barınak, iskele, doğal alan vb. yerler.
Yukarıda ana başlıklar altında özetlemeye çalışılan konuların ve bunlara bağlı alt başlıkların kurumlar ve uygulamalar açısından günümüzdeki durumuna/ilişkilerine bildiri metni boyunca değinilmeye çalışılacak veya değinen kaynaklara atıfta bulunulacak ama öncelikle istatistiki açıdan amatör/sportif denizciliğin durumunu gözden geçirelim.

TÜRKİYE’DE KAÇ TEKNE VAR?

Denizcilikle ilgili devlet kurumlarının, deniz/tekne/insan ilişkisinin omurgasını oluşturan amatör/sportif tekne sayısıyla ilgili verdiği rakamların istatistiksel bir değeri yok, çünkü bu rakamlar gidişata yön verecek sağlıklı değerlendirmeler yapabilmek için gerekli ayrıntıları içermiyor. Örneğin amatör/sportif teknelerin;
● Boylarına göre (yelkenli, motorlu, motorsuz),
● Motor durumuna göre (içten takma, dıştan takma, hatta kuyruklu),
● Kullanım amaçlarına göre (özel 1 , sportif, ticari, balıkçı…),
● Yaşlarına göre (hatta kullananların yaşlarına göre de),
● Tiplerine göre (ör. şişme bot, açık/kamaralı motorlu, kürekli, kano/kayak…), sayılarını/oranlarını; bunların yıllara göre dökümünü/değişimini gösteren tablolar bu istatistiklerde yer almıyor. UDHB Bağlama Kütüğü istatistiklerinde sadece teknelerin boyu/kayıtlı olduğu yer ve gemi cinsleri bazında dağılım sayıları yer alıyor. Buradan kütüğe kayıtlı kaç duba, kaç ticari sürat teknesi var öğrenebilir ama özel/sportif tekne olarak kayıtlı yelkenli/motoryat sayısını öğrenemezsiniz. Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı/UDHB ilgili kurumları yıllardır tekne kayıt harcı/vize bedeli vs. almasını biliyor ama ayrıntılı bir istatistik tutmayı beceremiyor.

Yazının devamı Ekim 2016 sayımızda..