Kakara-kukara tutmaktan kurtulacağınız günler geldi de hangi oltayı kullanacak, hangi balığı avlayacaksınız?
Yazı: Osman Günay
Dostlar merhaba, sezon geldi, tekneler suda, güzel güzel gezdiniz, yelken yaptınız, akşam demirde güneşin batışını selamladınız. Etrafta bu kadar çok, hem siyasi, hem de sosyal hareketlilik varken kafanızdan bu acayiplikleri bir nebze olsun atıp, oksijenle doldurdunuz ciğerlerinizi. Akşam masada oturup ahtapot tadarken Sadun Baba’nın “La Lunaa”sını duydunuz kulaklarınızda…
Ama bazılarınız için “Balık başlasa da şu ‘kakara-kukara*’ tutmaktan kurtulsak” temennisi dillerde dolaşıyordur eminim..
Artık balık sezonu geldi, kuzeyde dolaşanlar ufaktan palamut tutmaya başladı. Güneydekiler de çizgili orkinos, lambuka, akya gibi balıklar için takımları suya koyuverdiler. Tutanı, atanı bilemem ama şu yazdığım tarihe kadar öyle verimli ve doyurucu av yaşayanı duymadım, bundan sonrasına inşallah, rastgele.
Yatçıların balık tutma sezonu ağustos yarısından başlar, aralığa kadar devam eder. Denizde gezerken oltanızı teknenin kıçından koyuverin ki; sevdiğim sözlerden olan “Balıkçının oltası denizde durur” lafının gereği de yerine gelmiş olsun…
Yazının devamı Ekim 2016 sayımızda..