Yarış programının hala açıklanmamış olması; bu bilinmezlik hali sürdükçe en büyük sponsorlarımız, tekne sahiplerini de kaybedeceğimizi düşünüyorum.
Yeni yıla güzel bir başlangıç yapalım, yelken sezonunda geçen yıl yaşadığımız tüm karmaşalar geride kalsın diye ümit etmemize rağmen, beklentilerin aksine kaos bu yıl büyüyerek devam ediyor. Tarafların dertlerini bizlere tam olarak anlatmamakta direnmesi, sporumuzu hızla uçurumun kenarına doğru sürüklüyor.
Bir yarış teknesinin sezon hazırlığı bir sürü etaptan ve değişik çalışmalardan oluşuyor. Ekip kurulacak, girilecek yarışlara göre malzeme sağlanacak, antrenman yapılacak ve lojistik gibi konularda hazırlanılacak. Otel ve ulaşım için rezervasyonlar yaptırılacak ve yurtdışından yarışçı getirilecekse onların ihtiyaçları karşılanacak.
Bunun geçe kalması hem fiyatları artırıyor hem de durumu güçleştiriyor. Sporumuz ciddi bir finansman sıkıntısı yaşıyor. Sponsorlar bu durumda olmazsa olmazımız. Şirket sponsorlukları hep göz önünde dururken gözden kaçan bir şey var. Aslında en önemli sponsorlar tekne sahipleri. Onların tek istediği düzgün, adil ve güzel yarışlar. Her yıl yarışlar için yüksek miktarda para ve zaman harcıyorlar.
Bu kaos ve bilinmezlik sürdükçe, en büyük sponsorlarımız olan tekne sahiplerini birer birer kaybedeceğimizden korkuyorum. Belirsizlik en büyük düşman. 2015 yılında yarış olmayacağını bilsek bizler de ona göre plan yaparız. Konuyla ilgili alabildiğimiz bilgiler dedikodu düzeyinin üzerine çıkamıyor. Yaşadığımız bu durum maalesef sporumuzun görünüşüne ve temsil ettiklerine hiç uymuyor. Sorumlulardan rica ediyorum; konuyu ciddiye alıp bizi aydınlatsınlar. Yoksa bir iki yıl sonra yat yarışlarına katılacak tekne bulamayacağız.
Mart ayında CFM teknesiyle planladığımız son yarışa da katıldım. İlk gün açıkdeniz rotasının yapılacağı ilan edildi. Hava raporları güney batılı 20-25 knot rüzgâr gösteriyordu. Beklenenden daha hafif bir havada orsa, Kıstak adasına doğru start aldık.
Konservatif bir start yapıp, çok iyi çıkış yapan Arkas teknesinin ardından temiz bir şekilde seyrederken rüzgâr şiddetini artırdı, cenovayı değiştirmeye karar verdik. Değişim sırasında gelen bir dalga cenovayı denize sürükleyince, tam anlamıyla fren yaptık. Toparlanana kadar pozisyonumuzu yitirdik. Faraway ve Farfara da bizi geçti, arayı açtı. Pupada ayarı kapatıp yetişsek bile Arkas ve Faraway’in ardından finişe üçüncü girdik. Başımıza gelen aksiliklerden sonra iyi toparlamıştık.
Ertesi günse rüzgâr güney doğudan hafif kuvvetlerde esiyordu. Sosis rota dört tur olarak yapılması planlanmıştı. Levent Peynirci’nin çok iyi zamanlamasıyla pin end güzel bir start yaptık. İlk orsayı Arcora’nın ardından ikinci döndük.
Şamandıraya yaklaşırken filo ikiye bölünmüş, bir grup Karaada tarafına, diğer bir grupsa ana karaya doğru gidince, biz kara tarafını seçtik ve Karaada tarafını seçen Arcora bizi geçti. İlk orsa bir saate yakın sürmüştü, pupada da hava azalınca yarışla ilgili endişelerim artmaya başladı. Yeni bir rüzgâr gelmezse bu havada, bu kadar büyük atılmış bir rota zor bitecekti. Beklediğimizde oldu, hava azaldı, döndü, ikinci turdaysa sıralama defalarca değişti. Bu hava şartlarına göre çok uzun bir rota atan yarış kurulu, telsizden gelen protesto seslerinin de etkisiyle yarışı abandone etti. Her zaman olduğu gibi kararı beğenen de oldu, beğenmeyenler de.
Yarış kurulları rota seçimlerinde, kısaltma kararlarında mutlaka bir satranç oyuncusu gibi bir sonraki hamleyi düşünmek zorunda. Örneğin; havanın biteceğini görüyorlarsa rotayı hemen kısaltmalı ya da en baştan kısa rota seçeneklerini değerlendirmeliler. Tek uzun yarış yerine daha kısa, daha çok startlı yarışları tercih etmeliler.
Son olarak CFM teknesinde devrimi tamamladığımı düşünüyorum. Çok keyif aldığım yarışlar yaptık. Taktisyen pozisyonu bunca yıl dümen tuttuktan sonra zor bir görev. Umarım ben de kendilerine katkıda bulunabilmişimdir. Potansiyeli çok olan bir tekneleri ve şahane bir ekipleri var. Bundan böyle Orient Express ekibine konsantre olacağım. Eğer yarış programını öğrenebilirsek programlarımızı ayarlayacağız.
Adil ve kolayına rüzgârlar dilerim. MBY
